32 yıllık bir siyasi hayatım var. Siyasetin çeşitli kademelerinde görev aldım. İki dönem Belediye meclis üyeliği yaptım. İl kurullarında görev aldım. Saraybahçe Belediye Başkanı adayı oldum. Bunlar arasında ilk belediyecilik görevim olan 1984-1989 dönemi içinde 5 yıllık belediye meclis üyesi olduğum günleri unutamam. Beraber olduğum ve daha sonra aramızdan ayrılıp öbür aleme göç eden arkadaşlarım var. Sanki dün gibi hepsi belleğimde.
Bu gün sizlere bu dönemden bahsetmek istiyorum.
Yıl 1984. Genç yaşta Belediye Başkan vekilliği, İmar komisyonu başkanlığı gibi iki görevi birden üstlenmişim. Daha önce hiçbir resmi görevde bulunmamış genç bir İnşaat Mühendisiyim. Yeni İmar kanunu yayımlanmış. Bu kanuna göre imar planları yapma görevi mahalli idarelere verilmiş. Tüm İzmit in İmar planları yeniden ele alınacak.
Aynı zamanda İmar affı kanunu yayımlanmış olup, imara aykırı tüm yapılarında bir kereye mahsus olmak üzere tespit edilerek ruhsata bağlanması gerekiyor.
Bu konu ile alakalı olarak belediyede imar müdürlüğü birimlerinin de dahil olduğu bir komisyon kuruldu. Bu komisyonunda başında ben varım.
Bir tarafta İnşaat Mühendisliği işim, diğer tarafta tüm zamanımı belediye de geçirmeme sebep olan belediyecilik hizmetleri.
Bir İzmit düşünün. Kadastro paftaları ile belediyenin İmar paftaları birbiriyle uyumlu değil.
Caminin duvarı, çeşmenin köşesi gibi nirengi noktaları bularak binaları tespit ediyorsunuz.
Bu günkü gibide modern ve hassas elektronik aletler yok. Haritacıların ellerindeki sınırlı optik aletlerle özveri göstermeleri gerekiyor.
Yeni yerleşme bölgelerinde hiçbir plan yok. Mevcut planlar da merkezi idarece on yıl önce tasdik edildiği için mevcutla hiç bağdaşmıyor. Planda 20 metrelik yol olan güzergah üzerinde yüzlerce bina var.
Bu planların tamamı güncelleştirildi. Yüze yakın pafta yeniden yapıldı.
Vatandaş gelişi güzel şekilde gerek ortak parsellere, gerekse hazine parseline evini yapmış, fakat planda yolu yok. Bazı yerlerde plan bile yok. Evine başkasının parselinden geçiyor. Sorunlar dağ gibi yığılmış. Meclis gündeminin nerede ise tamamı imar tadilatları ile dolu. Bütün bu yerlerin planlarını yaptık, şuyulandırmalarını gerçekleştirdik.
Zaman zaman her dönemde olduğu gibi muhalefetle çekişmelerimiz oldu. Fakat bu çekişmelerimiz aşırı derecelere varmadı. Bu gün bile muhalefet meclis üyesi arkadaşlarımızla dostane ilişkilerimiz devam etmektedir. Vatandaşın yüzüne bakamayacağımız hiçbir problemimiz olmadı.
Alt yapının acilen elden geçmesi lazımdı. Yer altına yapılacak lağım suyu ana pompaj kollektörü ile arıtma tesisi için Belediye Başkanı Necati Gençoğlu, İller bankası Genel Müdürü ve bazı meclis üyeleri bir masa etrafında toplandık. Hiç unutmuyorum. Şimdi adını hatırlayamadığım bu Genel Müdür Belediye Başkanına dönerek “Necati Necati bu kolektör işi Belediye başkanı yer. Bütçenizin büyük bir bölümü İller Bankası tarafından bu kolektör yapımı için kesilir. Hizmet yapmakta zorlanırsınız. Ona göre kararınızı verin” dedi. Görüşmelerimiz bitince ayrıldı. Biz de aramızda görüşerek “ne olursa olsun yapılması gerekir.” kararını verdik.
Hakikaten yollar yarıldı. Her taraf toz duman oldu. Millet isyan etti. Bütçemizin büyük bir bölümü bu kolektör yapımı için kesildi. Kalan az bir miktar para ile maaş ödemeye ve hizmet vermeye çalıştık. Şimdi atık su için bu hatlar kullanılıyor. Bu alt yapı hizmetleri gerçekten belediye başkanı yiyen hizmetlerdendir.
Demiryolunun Kuzeye alınması Sayın Necati Gençoğlu’nun hayali idi. Çok uğraştı. Üniversite öğretim görevlilerine projeler yaptırdı. Biz meclis üyeleri olarak destek verdik. Fakat yerelde hiçbir yerden destek alamadı. O zamanın Bayındırlık Bakanı Sayın Sefa Giray da destek vermedi. Sahilden geçecek demiryolu hattını destekledi. Dolayısı ile demiryolu sahilde kaldı. Bu acı bir hatıramdır.
Beş yıl uzun bir zaman. Hatıralar çok Bu sütunlara ancak bu kadarı sığıyor. O dönem beraber çalıştığımız bazı meclis üyeleri bu gün aramızda yok.
O gün Salih Eker ağabeyimiz vardı. Şimdi yok. Fahri Tunç ağabeyimiz vardı. Şimdi yok. Orhan Kalelioğlu ağabeyimiz vardı. Şimdi yok. Burhanettin Balkaya ağabeyimiz vardı. Şimdi yok.
Nedret Pınar ablamız vardı. Şimdi yok. Ahmet Tamer kardeşimiz vardı. Şimdi yok.
Hepsine Allah tan rahmet diliyorum. Nur içinde yatsınlar.
1984-1989 dönemi İzmit Belediyesi Meclis üyelerinden gök kubbe altında bir hoş seda kaldı.
Öyle zamanlar vardır ki hayali cihan değer. Bu dönem benim için öyle bir dönemdi.
Hala hayatta olan tüm meclis üyesi arkadaşlarımı gönülden kucaklıyorum.
Kendilerine sağlık ve selamet diliyorum.
Belki bir dahaki sefere hala hayatta olan meclis üyesi arkadaşlarımızdan bahsederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder