20 Ağustos 2008 Çarşamba

Enerji Savaşları

Dünyada yaşanan olaylar gösteriyor ki önümüzdeki seneler daha önce birçok bilim adamının açıkladığı gibi enerji ve su, savaşlara neden olacaktır. Şu an için öncelikli mücadele enerji hatlarında meydana gelmektedir.

Vizyonu olan her devlet gelecekte mücadele edilecek konulara karşı önceden kendini garantiye alacak bir plan yapar ve bunu uygular. Nitekim dünya siyasetini şekillendirme hakkının önceliğini kendinde gören ABD, ileride yaşanacak enerji kaynaklarına hakim olma savaşlarına karşı Büyük Ortadoğu Projesi adında bir plan hazırlamış ve bunu aşama aşama uygulamaya başlamıştır.

Bu projenin ilk ayağı olan Irak ve Afganistan’a ABD birebir müdahale etmiş fakat her ikisinde de çamura saplanınca bu sefer kendi yerine adamlarını kullanarak müdahale ettirme yoluna gitmiştir.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan Gürcistan-Rusya savaşında da esas neden yukarıda bahsettiğim enerji hatlarında hakimiyet kurmak olup aslında mücadelede Rusya ve ABD arasında olmaktadır.

Hatırlarsanız geçtiğimiz senelerde Soros,  Gürcistan ve Ukrayna’da dernekleri vasıtasıyla para aktarımı yapmış sonuçta her iki ülkedeki hükümeti değiştirmiştir. Turuncu devrim gibi isimlerle adlandırılan operasyonlar sonucunda her iki ülkeye ABD yanlısı başkanlar seçtirilmiştir. Mesela şu anki Gürcistan devlet başkanın eşi ABD’li kendisi de ABD vatandaşıdır.

Dolayısıyla ABD’nin Kafkaslarda yaptığı bu müdahaleler en başta Rusya’nın kurulduğundan beri muhafaza ettiği tarihi politikalarına terstir.

Özellikle Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üyeliği de söz konusu olursa Rusya’nın Karadeniz hakimiyeti ABD’ne geçecektir. Pek tabiidir ki bu durum Rusya’yı bölgede varlığını korumak için birebir mücadele etmeye sevketmektedir.

İşte geçtiğimiz günlerde yaşanan savaşın arka planı burada yatmaktadır.  ABD teşvikiyle Gürcistan’ın Kuzey Osetya’ya saldırması Rusya için ABD ve yandaşlarına karşı bir gözdağı verme fırsatı doğurmuştur.

Kafkasya enerji yataklarının hakimiyetinin kendinde olduğunu vurgulayan Rusya’nın müdahalesinin sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.

Kanaatimce ileride ABD’nin Kafkaslarda yapmak istediği projelerle Rusya’nın güçlenmesini engellemek istemesi, Afganistan’ı işgali ile Çin’i kontrol altıda tutmak istemesi, İran’ı açıkça tehdit etmesi, bu üç ülkenin bir blok oluşturarak ABD’ye karşı savaşma ihtimalini de güçlendirmektedir.

Değerli okuyucular, önümüzdeki günler dünya siyasetinde çok sıcak gelişmelerin olacağını göstermektedir. Dikkat edilirse yaşanan olaylar ülkemizi birebir ilgilendiren bölgelerde meydana gelmektedir.

Ülkemizin bu sıcak ortamda ince bir siyaset gütmesi gerekirken Sayın Turgut Özakman’nın dediği gibi ülkemizde “cehaletin saltanat sürdüğü bir ortamın” var olması bizlerin endişelenmesi gereken esas konuyu teşkil etmektedir.
İyi haftalar!...  

Hiç yorum yok: