2 Kasım 2007 Cuma

Orgeneral M. Hikmet Bayar’ın Anılarında İzmit’te Cumhuriyet Bayramları








Image Hosted by ImageShack.us

1932 yılında İzmit’te doğan Orgenaral Hikmet Bayar, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 1996 yılında emekli oldu. 1930’lu yıllardan başlayarak İzmit’teki anılarını “Bir Zamanlar İzmit” adıyla kitaplaştıran Bayar, o yılların otantik yaşam tarzını akıcı bir üslupla okurlarına sunuyor.




Bu çalışma içerinde önemli bir bölümü de, İzmit’te kutlanan eski Cumhuriyet bayramları oluşturuyor. Şimdi sizleri tarihin gizemli sayfalarında en güzel şekliyle yerlerini alan bu anılarla baş başa bırakmak istiyoruz.




“Törenlerin icrasına, ilin üç üst düzey yöneticisi olarak; Kocaeli valisi, garnizon komutanı, belediye başkanının, katılanları teftiş edip, bayramlarını kutladıktan sonra heykelin alt platformundaki yerlerini almaları üzerine, kolordu bandosu eşliğinde, hep birlikte İstiklal Marşı’nın söylenmesine başlanır, sonrada çelenkler merdivenlerden yukarıya anıtın bulunduğu platforma çıkarılarak onun kaidesi etrafına yerleştirilirdi. Konuşmalarda burada yapılırdı. Ancak 1950’li yıllardan sonra bu alanın bir ölçüde küçülmesi ve şehir nüfusunun her geçen gün daha çok kalabalıklaşması üzerine burası törenler için yetersiz kalmış ve İzmit’te milli bayram kutlamaları, evvela İzmit Lisesi yakınında ve Cumhuriyet Parkı(Eski Çocuk Parkı) önündeki meydana, daha sonra Orduevi önüne alınmıştı.




29 Ekim 1939’da bu alanda kutlanan Cumhuriyet Bayramı, ilk defa katıldığım bir törendi ve ben o sırada ilkokul 1. sınıf öğrencisiydim. O gün bizi denetleyip, sonrada törenleri kabul eden, ilin üst düzey yöneticilerinden, Kocaeli Valisi; Ziya Tekeli, Garnizon Komutanı; Korgeneral Muzaffer Ergüden ve Belediye Başkanı da; Kemal Öz idi. 1943 yılı sonlarına kadar bu üçlü hiç değişmemişti. Törenlerde bayramımızı hep onlar kutladılar. Askeri okula girdiğim 1949 yılı sonlarına kadarda; Belediye Başkanı Kemal Öz, hizmetine devam etmişti. Esasen kendisi, 1931-1950 yılları arasında kesintisiz 19 yıl süre ile İzmit Belediye Başkanı olarak görev yapmıştı.





Bayramlarda günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapılıp, şiirler okunmasından sonra tören geçişi başlar ve katılanlar, il yöneticileri ve protokol önünden geçerek demiryolunun üst (kuzey) tarafındaki yolu takiben şehir istikametin de alanı terk ederlerdi.



...




Cumhuriyet Bayramı törenlerinde ilkokullar, ağaçtan çıtalar, karton ve kağıtlarla yaptıkları büyük boy maketleri taşırlardı. Bir bayramda bizim vardı 5-6 metre boyunda Yavuz Muharebe Kruvazör’ünün, Yenituran İlkokulu’nun da çift kanatlı bir uçağın maketini yapıp törende geçirdiklerini hatırlıyorum.




O yıllrda Zafer, Cumhuriyet ve Kurtuluş günü bayramlarına katılan Silahlı Kuvvetler unsurları, çoğunlukla yaya ve hayvanlı birliklerden oluşurdu. Motorlu olanların sayısı oldukça azdı. Yaya piyadelerin ağır makineli tüfekleri ve mühimmatı, bir er tarafından yedeklenen katır sırtında taşınırdı.




Hayvanlı birliklerden süvarilerin silahları kılıç veya mızraktı. Personel geçit törenine atlarına binmiş olarak katılır ve protokolün önünden hafif süratli bir tempoda geçerler, sonrasında ise adeta komutu ile normal yürüyüşlerini sürdürürlerdi. Süvarilerin binek hayvanları yerli küçük atlardı.




Hafif topçu birlikleri koşulu, ağırları ise motorlu idi. Koşulu topçu; dip, şıvgar ve çengel tabir edilen 3 çift Macar kadanası ile çekilirdi. Bunlar genellikle 105 mm. çapında Skoda ve Schneider toplarıydı. Macar kadanaları da, normal bir at veya katırın 2-3 misli büyüklük ve ağırlığında çok iri hayvanlardı. Yurt dışından, bu maksatla kullanılmak üzere satın alınmışlardı. 1950’li yıllarda Silahlı Kuvvetler de, koşulu birlikler lağvedilince, bu hayvanlar da kadro dışı bırakılmış ve sivillere satılmıştı. Normal bir hayvandan çok daha güçlü oldukları için, satın alanlar onları, traktör yerine kullanmışlardı. Bu gün artık nesilleri tükenmiş olmalı.




155 mm. çapındaki ağır Bofors sahra topları 40 ve 90 mm. çaplarındaki uçaksavar silahları Rus malı büyük Zist kamyonları ile çekilirdi. O yıllarda bu araçları çalıştırmak için, demirden yapılmış ve kısa tarafında bir el tutanağı uzantısı olan “L” şeklindeki ilk hareket kolları kullanılırdı. Bunlar aracın ön tarafından sokularak elle çevrilir ve böylece ilk ateşleme sağlanmış olurdu. Marşla çalışan küçük tip araçlarda da bu ilk hareket kollarından bulunur ve marş yardımıyla araç motoru çalıştırılamaz ise, bunlardan yararlanılırdı.




Muhabere, ordu donatım ve sıhhiye birlikleri, sahip oldukları cihaz ve olanakları sergileyen motorlu araçlarıyla asker katılımcıların sonunda yer alırlardı. Bunlardan muharebe birliklerinin, tören kortejine kattıkları telli ve telsiz haberleşme araç ve cihazları arasında, hala o yıllarda kullanılmaya devam edilen haber güvercinleri de bulunurdu.




Cumhuriyet bayramına katılan her bir esnaf, traktör römorku veya bir kamyon karoseri üstünde sanatlarının veya verdikleri hizmetlerin tüm özelliklerini yansıtacak tertip ve etkinliklerle törende yer alırlardı. Bu arada ürettikleri veya hazır alıp da sattıkları ürünlerini törene katılanlara ve onları izlemeye gelen halka atmak suretiyle dağıtırlardı. Mesela şekerciler bir taraftan pişmaniye çekerken diğer taraftan da halka karamela veya kâğıtlara sarılmış akide şekeri ve çikolata atarlar, kabzımal ve manavlar ise mevsim meyvelerinden ve sebzelerinden, bakkallarda sattıkları her çeşit maldan önceden küçük kesekağıdı veya külahlara koyup hazırladıkları örnekleri fırlatırlardı, berberler koltuğa oturan birinin sakalını ustura ile tıraş eder, terzi esnafından bir veya bir kaçı makine da dikiş dikerken diğer birisi arkadaşına elbise provası yapardı. Bugün için iyice önemini kaybeden bakırcı esnafı kendi imalatları olan bakır malzemelerle süsledikleri römork veya araç karoserlerinde çekiçle, önlerinde kabı döverler, kalaycılar araç üzerine kurdukları düzenle bir taraftan körük yardımıyla ateşi devamlı canlı tutar diğer yandan da, bakır kapları kalaylardı. Tenekeci ve sobacılar, odun sobası ve boru imal ederler, yorgancı, semerci ve eğerciler iğne, iplik ve çuvaldızları ile ellerindeki işlerini tören sırasında tamamlama gayreti içerisinde olurlardı.




Zafer, Kurtuluş ve Cumhuriyet bayramlarında, gün boyu hatta hava karardıktan sonraki, eski belediye binası( Halen yerinde Saraybahçe Belediyesi’nin faaliyet gösterdiği yeni binanın bulunduğu ye) önünde davul ve zurnalar çalar, bazıları da cadde üzerine oynarlardı. Biraz ileride de o sırada İzmit’te yaşayan Karadenizliler, kemençe eşliğinde durmaksızın horon teperlerdi. Tabiî ki her ikisinde çok sayıda seyircileri olurdu.




Akşamları, kolordu bandosu ve muhabere birliği erleri tarafından oluşturulan fener alayı, iki büyük araç karoserinde tertiplenmiş olarak, marşlar eşliğinde Demiryolu ve İnönü caddelerinde dolaşır ve halkta onları büyük bir ilgi ve coşkuyla izlerdi.”





01.11.2007

Hiç yorum yok: