24 Aralık 2008 Çarşamba

CHP ve Yerel Seçimler

Partiler iktidar olmak, toplumu dolayısıyla ülkeyi yönetmek için kurulurlar

Toplumlarda tek renkli olmaz.

Değişik inanç düşünce, görüş, mezhep ve meşrebe sahip insanlardan oluşurlar.

Aslında aynı dünya görüşünü paylaşan insanlar içerisinde bile farklı renkler ve meşrepler bulunur.

Toplumu yönetmek için kurulan siyasi partilerin toplumun hepsine hitap etmesi (tüm renk ve meşrepleri içerisinde barındırması ) çok önemlidir.

Toplumun hepsini temsil etmeyen partilerin günümüzde iktidar olma şansı yoktur.

Toplum ile ters düşen, zıtlaşan, toplumun tarihine kültürüne örf-adetlerine yaşam ve giyim tarzına hitap edemeyen onlara saygı duymayan partiler muhalefet de kalmaya mecbur olur. Gittikçe de marjinalleşirler.

CHP, dolayısıyla Deniz Baykal geçmişte yapmış olduğu hataların farkına varmış olmalıdırlar ki bu hataları düzeltmeye kalktılar.

Bu konuda samimi olmalarını temenni ederim.

Samimi olup olmadıklarını zaman gösterecek, yaşayanlar da görecektir.

Millet kendisine değer vereni sever, ama enayi yerine koyanı da affetmez.

CHP’nin bu açılımı parti içerisinde ve kendi seçmeninde eleştiri alsa da samimi olması halinde yakın ve uzun vade de faydasını görür.

AK PARTİ’NİN yapmış olduğu açılımı CHP yapabilir mi? Gerçekleştirebilir mi? Bu konuda ne kadar cesaretlidir?

AK PARTİ Sn. Ertuğrul Günay ve benzerlerini seçilebilecek yerlerden aday yaptı, meclise soktu onlara bakanlık, komisyon başkanlığı vb. önemli görev ve sorumluluklar verdi

Ertuğrul Günay sosyal demokrat düşünce ve yaşantısıyla AK PARTİ hükümetinde bakan oldu. Parti seçmeni de bunu sempati ile karşıladı.

Bu gerçek ve samimi bir açılımdır.

CHP ‘de aynı samimiyeti gösterecek mi, gösterebilecek mi? Daha açık ifade edeyim kamuoyunda muhafazakâr görüşleri ve yaşantısıyla tanınan kaç insanı il ve ilçelerden belediye başkan adayı yapacaktır.

Dede ve babadan CHP’li olan emekli bir imamın aday yapılması kamuoyunu tatmin etmez.

Her gün partiye aday kaydedilen bu çarşaflı ve türbanlı hanımlar kendi kıyafet ve yaşantıları ile meclis üyeliklerine ve parti yönetimine girebilecek görev yapabilecek ve saygı görebilecekler mi?

Eğer CHP bunu gerçekten başarırsa kutlarım. O zaman CHP ve Baykal az da olsa halkın gönlünü almış bir nebze de olsa halkla barışmış olur.

Baykal çarşaf, türban açılımı yaparken o insanların sadece oylarından istifade edeceğini düşünüyorsa fena halde hüsrana uğrar.

Belediye başkan aday adayı olan bu kesimin insanları aday yapılmadığı onların istekleri (yönetime ve meclislere girme istekleri ) karşılanmadığı zaman, o çarşaflılardan bir tanesini bile CHP de görmemiz mümkün olmaz.

İşte o zaman çarşaf açılımı yapan CHP çarşafa dolanmış olur

“Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olur”

Seçimler de önemsiz bir iki göstermelik aday ile belki oylarını bir miktar artırmayı düşünebilirler. Seçimden sonra Allah Kerim önemli olan günü kurtarmak.

Şurasını da unutmamak gerekir;

Yaşar Nuri Öztürk gibi CHP’ ye yakın bir insan CHP de huzur bulamayıp ayrılmak zorunda kalmışsa bu insanlar CHP ile nasıl bağdaşacaklardır.

Türkiye’nin nüfusu gittikçe muhafazakâr (dindar) bir yapıya bürünüyor. Namaz kılan oruç kılanların sayısı 20 sene öncesi ile kıyaslanmayacak kadar fazla.

Genç kız ve evli hanımlardan türban takanların sayısı da ha keza öyle.

Ramazan’da teravihlerde Cuma ve Bayramlarda Camiler dolar taşar

Toplum hızla dindarlaşırken doğru olan CHP’nin de bu topluma ayak uydurmasıdır. Aksi takdir de kendi elleri ile kendi sonlarını hazırlamış olular.

Toplum mühendisliği artık etkisini kaybetmiştir Toplum mühendislere sürü olamadığını göstermiştir. Günümdeki strateji topluma göre şekil almaktır.

Bugün CHP denince; varoşlar, asgari ücretle ezilen ve sömürülen halk akla gelmiyor.

İstanbul’da Kadıköy ve Nişantaşı Ankara’da Çankaya akla geliyor.

Bu da CHP’nin sosyal demokrasiden ne kadar uzaklaşıp burjuva partisi haline geldiğini göstergesidir.

Nihayet CHP’nin derin güçlerden ümidini kesip halkı hatırlaması da güzel bir gelişmedir.

Seçimlerden sonra unutmamasını temenni ederim.

Huzurlu ve mutlu yarınlarda buluşmak dileğiyle…

Hiç yorum yok: