31 Aralık 2008 Çarşamba

2009’a Girerken Yerel Seçimlerin Önemi

2008 yılının son günlerindeyiz. 2009 için şimdiden söyleyebileceğimiz şudur: 2009 yılının tamamı geçim yılı, ilk çeyreği hem geçim ve hem de seçim dönemi olacak.

29 Mart 2009 da yapılacak yerel seçimlerin önemi, çoğu vatandaşımıza göre, sadece AKP iktidarını zayıflatmak veya güçlendirmek için bir gösterge olmasından ibaret.

Bu seçimlerde AKP oylarında ve kazanılacak belediye sayısında artış veya azalış,  hatta bazı kale sayılan belediyelerin el değiştirmesi, iktidarın sonraki yıllarını nasıl geçireceğine dair gösterge olacak. 2009'da şiddetini daha etkili olarak hissedeceğimiz ekonomik kriz ve işsizlik belasının da tesiriyle, iktidarın bu seçimlerden zayıflayarak çıkması halinde genel seçimlerin öne alınması söz konusu olabilecek.

Oysaki yerel seçimlerin önemi sadece Ankara'da yönetimin değişmesine etkisinden ibaret değil. Seçmenlerin gündelik hayatlarına, yerel seçimlerde seçtiklerimizin kimlik ve kalitesi, belki de Ankara'daki yönetimden daha çok etkili olmakta.

Siyasette ve idarede gücün ölçüsü paradan ibaret değildir. Ancak gücün en önemli parametresi kullanılan para miktarıdır. Bu bakımdan bütçe büyüklüğü sıralamasına göre en önde gelen Maliye, Milli Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Milli Savunma ve Sağlık Bakanlıkları sırf bu özellikleri bakımından bile önemli bakanlıklardır.

Belediyeler, özellikle de Büyükşehir Belediyeleri, son senelerde bütçe büyüklükleri itibariyle birçok önemli bakanlıkları geride bırakmaktadır. 2009 bütçeleri açıklanan İstanbul ve Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri ile bazı bakanlıkların bütçelerini aşağıda veriyorum:

Milli Eğitim Bakanlığı :  27 milyar 883 milyon 696 bin TL

Milli Savunma Bakanlığı : 14 milyar 532 milyon 622 bin TL

Sağlık Bakanlığı : 12 milyar 720 milyon 313 bin TL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi : 6 milyar 200 milyon TL

İçişleri Bakanlığı : 1 milyar 893 milyon 861 bin TL

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi : 1 milyar 770 milyon TL

Ulaştırma Bakanlığı : 1 milyar 155 milyon 636 bin TL

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı : 467 milyon 411 bin TL

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı : 639 milyon 25 bin TL

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı : 709 milyon 448 bin TL

Dışişleri Bakanlığı : 816 milyon 935 bin TL

Büyükşehir Belediyelerinin bütçeleri içine, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin bütçeleri ve yanılmıyorsam belediyelerin yan kuruluşları olan İzgaz, İzaydaş, İSU, Kent Konut gibi kuruluşların bütçesi dâhil değildir.

Demek ki Belediyelerimizin bütçeleri Türkiye'nin imkânlarına göre oldukça büyüktür. Bu büyüklüğün çok altında bütçelere sahip özel sektör şirketlerinin Genel Müdür veya CEO olarak adlandırılan yöneticilerinde ne türlü vasıflar arandığını hatırlayınız.

Belediyelerde kaynakların yüzde on, yüzde yirmi gibi oranlarda bile daha verimli kullanılmasının Türkiye genelinde ne büyük ilave kaynaklar yaratabileceğini düşününüz. Daha çok ve kaliteli hizmet almamız için vasıflı başkanlar ve meclis üyelerine ihtiyacımız var. Kaldı ki ben çok vasıflı bir başkan ve ekibinin sağlayabileceği verimlilik artışının, yüzde yirminin çok üzerinde olabileceğini düşünüyorum.

Bir özel sektör şirketinin Genel Müdürünün vasfı bile belediye başkanlığı için yeterli olmayabilir. Çünkü siyasetin halkla olan ilişkileri, şirketlerden daha önemlidir. Yöneticilik vasıfları özel şirket tepe yöneticisinden aşağı olmayan, dürüst ve halkla iç içe insanları, Belediyelerimizde başkan olarak görmek hayali içindeyim.

Ne dersiniz, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal mi bu?

*  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *

2009 yılının en azından ilk yarısını krizin şiddetli sarsıntıları ile geçireceğiz. İkinci yarısı için ise kimse tahmin yapamıyor. Sadece umutlar açıklanıyor: "Her krizin bir sonu vardır. İnşallah bu kriz de en kısa zamanda sona erer."

"Türkiye bu krize hazırlıksız yakalandı." "Yüksek faiz- düşük kur" politikası sonucu Türkiye'ye akan sıcak para ile günümüz gün edildi. Özel sektörümüzün yüksek borçlanması, ara malı üreticilerinin ithalat ile rekabet edememesi sonucu faaliyetten çekilmiş olmaları, bizi dış sermaye olmadan çarkların dönmediği bir ülke haline getirdi. Artık dış sermaye de son derece kısıtlı.

Şu anda alınan ve alınacak tedbirlerin 2009'un ilk yarısı için bir fayda sağlaması beklenmiyor. Ancak gelecek yılları kurtarmak için bugün alınacak tedbirler çok önemli. Yoksa önümüzdeki yılları da heba etmiş olabiliriz.

Bu bakımdan seçtiğimiz kimselerin kalitesi ve yetenekleri geleceğimizi tayin etmede en önemli faktördür. Şüphesiz daha iyi yönetilmiş bir Türkiye, dünya liginde daha üst sıralarda yer alır.

2009 yılı için Allah'tan, bizlere önümüze konulan sandıklarda daha iyi bir seçim yapma becerisi vermesini, seçtiklerimize de fırtınalı denizlerde bile iyi kaptanlık yapabilecek yetenek ve basireti vermesini diliyorum.

Hiç yorum yok: