Yalçın Küçük “Yeni Ortaçağ`a giriyoruz” derken Küresel Sermayenin dünyaya binlerce feodal devletçik armağan edeceğini mi öngörmüştü yoksa ‘işine gelirse demokrasisi’ içinde cadı avı turlarının düzenleneceğini mi?
Çinli “İlginç bir çağda yaşayasın, emi!” diyorsa her ikisi de mümkün. Teknoloji arttıkça tuhaftır, cehalet de artıyor.
“Yeryüzünde nice bozgun çıkarıcılar vardır ki biz ancak ıslah edicileriz derler.” Al sana Amerika.. Al sana 1.7 milyon şehide rağmen suskunluğumuz..
Benim anlamadığım, büyük balıkların suç işleme özgürlüğünün zihnimizde sınırsız olması. Hangi dini teşekkül Amerikan gâvurlarının din, cami, minare, ırz, namus ve insanlık düşmanlığını adam gibi kınamıştır? Sırpların, Ermenilerin yaptığını unutmuyoruz da elin Conisi okyanus ötesinden gelip komşumuzu öldürüyor, bacımıza tecavüz ediyor, hiç rahatsızlık duymuyoruz. Tek yaşasın borsa..
Niye böyle? Teşkilatlanma modellerimiz Rahmani değil de ondan. Hangi tarikat kendi hatasını bulan ihvanına teşekkür etmiştir? Hangi cemaat kendi liderine yapılan eleştiriye hoşgörüyle bakabilmiştir? Hangi siyasi parti muhalefetinin varlığından memnundur?
“Falan yere başkan olunca bizi tanımazsın” iç kabulünde bir halkız. Seçtiklerimiz bizi tanımasalar da biz sembollerimizi tanıyoruz ya. Kessen, damarlarım sarı – kırmızı yada filan parti simgesi.
% 47`lik bir parti hukuken kapatılmak isteniyor; ortalık ayakta. İyi, güzel.. ‘ ‘Ergenekon’ kod adlı operasyonda paşası, avukatı, gazetecisi, akademisyeni, siyasetçisi içeri alınıyor; oh olmuş pozları. % 1 alan bir siyasi partinin Genel Başkanı içerde, diğer siyasilerden kınama bile yok.
Hukuki süreçten anlamayız. Ama ikiyüzlülüğün demokrasi olmadığını iyi biliriz. “Kanunlar örümcek ağları gibidir. Küçük böcekler takılır, büyük böcekler deler geçer” düsturundan hani rahatsızdık. Hani zenginin gücü ve parasıyla suç işlemesini kabullenemiyor idik?
Sütte leke var, seçtiklerimizde yok. Dolayısıyla muhalefet şeytan işidir. Cadılar sürek avlarıyla bir bir avlanacaktır. II. Dünya Savaşı sonrası Mc. Carthyizm adı altında herkes komünistlik isnadıyla toplanıyordu. Şimdi de sevmediğiniz biri varsa Ergenekon’cu diye suçlayın, rahat edin. Mesela; geçinemediğiniz komşunuz veya kaynananız, çocuğunuzun öğretmeni, ruhsat vermeyen belediyeci..
İşte akıl tutulması bu. Muhakeme gücünü bile yitirmesi toplumun. Her şeye kendisine verilen gözlükle bakması. İyi de o zaman Kâinat Kitabı bizi niçin düşünceye ve tefekküre davet etmiştir?
Aselsan’daki intiharlar hangi çetenin işiydi? Ergenekon buradaysa Gladio nerede? Amerika ve İsrail bu işin neresinde, Rusya neresinde?
Avladıklarımız arasında ya haksızlığa uğramış ve mağdur edilmiş biri varsa? Zulme ortaklığımız ve şakşakçılığımız hangi sabunla yıkarsak çıkacak ellerimizden?
Toplum adalet duygusunu yitirirse kendi enkazında kalır. Keşke evrensel prensiplerden bakabilsek sokağımıza, cemiyetimize ve ailemize?
Hem kutsal metinler tekelimizde hem her an insanlık suçu işlemeye devam ediyoruz. Siyasal boyalarımız foyalarımızı örtüyor ya bu bize yeter. Tabi bu dünyada; ya öbüründe?
“ İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmeye öbürüne sağır
O ferah ve delişmen birçok alınlarda
Betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır”
Sarı öküz ulusalcılar olsun. Peşinden sırada alaca öküz var; siyasal İslamcılar. Sonra kara öküz; Kürtçüler.. Bulaca öküz; liberaller..
Mezbahane aşkları tamam. Kasabın bıçağını yalamaya devam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder