Altan, bir sanat okulu açmış ve öğrencilerine de sanatın inceliklerini öğretmeye başlamıştı. Bu sanat okulunun belirli bir eğitim programı ve süresi yoktu. Öğrencisinin, yeteneğinden ve bilgisinden emin olduğunda onu sanat dünyasına takdim etmek Altan’ın özelliğiydi.
Altan’ın Alptekin adlı bir öğrencisi vardı. Allah vergisi bir yeteneğe sahipti. Diğer öğrencilerden çok da başarılıydı. Alptekin, Altan’dan sürekli övgü dolu sözler işitiyordu. Bu durumdan cesaret alan Alptekin, Altan’ın onu ressam olarak ilan edeceği günü merakla bekliyordu. İlk fırsatta Altan’a, ressamlık sınavının ne zaman yapılacağını sordu?
Altan ise, benim gelecek vaad eden öğrencilerimden birisin. Kısa sürede sanatın inceliklerini öğrendin. Sanırım şimdi uzmanlık sınavının vakti geldi dedi.
Alptekin, sınav konusunun ne olacağını merak ediyordu. Çok heyecanlıydı. Bu esnada Altan Alptekin’e, senden bir resim yapmanı istiyorum. Bu resim, en iyi resmin olmalı ve herkes hayran kalmalı dedi.
Alptekin, günlerce çalıştı. En güzel resmini yaptı ve Altan’a getirdi. Altan ise Alptekin’e, şimdi bunu belediyenin sanat galerisinde halkın beğenisine sun ve insanların senin resmini görmelerine izin ver. Resmin altına büyük harflerle, bu resmin halkın değerlendirmesi için oraya konulduğunu ve resimdeki hataların, görenler tarafından resmin üzerine bir “X” çizerek belirtilmesini rica ettiğini yaz dedi.
Alptekin, Altan’ın söylediklerini yaptı. Resmi, belediye sanat galerisinin en güzel köşesine koydu. Bir hafta sonra Altan resmi getirmesini söyledi. Alptekin, resmi almaya giderken çok heyecanlıydı. Ancak belediye sanat galerisine vardığında büyük hayal kırıklığına uğradı. Tüm resim baştan aşağı “X” işaretiyle doluydu. O moral bozukluğuyla resmi Altan’a gösterdi.
Altan Alptekin’e, moralini bozmamasını ve yeni bir resim yapmasını söyledi. Alptekin, yeni bir resim yaptı. Altan, daha önce söylediklerini tekrarladı. Ancak son satırda değişiklik yaptı. Bu kez resmin yanına boya ve fırça da koymasını söyledi. Resmin altına yazılan notta ise görenlerin hataları bulmasını ve resmin yanında bulunan malzemeleri kullanarak düzeltmeleri istenmişti.
Bir hafta sonra Alptekin resmi almaya gittiğinde şaşırmıştı. Resminin üzerinde hiçbir işaret olmadığı gibi yanına konulmuş malzemelere de hiç dokunulmamıştı.
Alptekin çok mutlu oldu ve resmini büyük bir gururla Altan’a sundu. Bu sefer Altan gülümsedi ve Alptekin’e, bugün almış olduğun dersle artık senin eğitimin tamamlandı dedi.
Altan Alptekin’e bak evladım! Başarılı olmak istiyorsan o dalda uzmanlaşmış olman yetmez. İnsanların eline fırsat verildiğinde hiç birşey bilmedikleri bir konuda bile eleştirme eğiliminde olduklarını bilmen gerekir. Böyle durumlarda azmini yitirme. İnsanlar hiçbir bilgisi ve ciddiyeti olmadan yargılamalarda bulunur ve birbirlerine fikirlerini söylerler. Senin ilk resminin “X” lerle doldurdular. Çünkü onları engelleyecek hiçbir risk yoktu ve çoğunun bu konuda bilgisi de yoktu. İnsanlar sunulan bu fırsatı memnuniyetle değerlendirdiler. Ama aynı insanlar hataları bulup düzeltmeleri istendiğinde hiçbirisi bunu yapmadı. Çünkü bu kez onların bilgisi ve yeteneği risk altındaydı. Bu konudaki eksiklerini göstermekten çekindiler ve uzak durmayı tercih ettiler dedi.
Öyle değil mi, eleştirmekte üzerimize yoktur amma çözümde ise ortalıkta gözükmeyiz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder