5 Eylül 2008 Cuma

1915 Yılı Asgari Geçim Haddi

Hani siz Çanakkale Muharebelerinde bu biraz dünyalık ve bol manevi kuvvetle düşmanın hakkından geliyordunuz ya;

Hani siz ‘Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam’ düsturunun yakasına destanlar diziyordunuz ya;

Hani siz İstanbul’da ‘Sanki Yedim’ diyerek ve tam da bu adla cami yaptırıp ta bu günlere kadar yaşatıyordunuz ya;

Hani siz askere giden evlatlarınıza kına yakıyordunuz ya vatana kurban olsunlar diye..

Hani yemeden yaşamayı ve Afrikalıları daha iyi anlayabilmeyi sürdürüyordunuz ya Ramazan diye..

İşte tekrar o mübarek demlerin iklimindeyiz. Çalışanlar kurban olsun da Hükümete Allah seçtiklerimize zeval vermesin. Ki sütte leke var, onlarda yok.

Zaman zaman sendikalar eylem falan yaparlar ya; acaba kim için ve ne için? Mesela kamu çalışanları her yıl senede 1 defa Ağustos ayında başlayan Toplu Görüşmelere mi ilgi gösterirler yoksa Ağustos ayında başlayan Top’lu Müsabakalara mı? Alabileceği zam oranının mı idrakindedir devlet memuru yoksa alabileceği kombine biletin mi?

4 – 5 yıllığına seçip bırakan bir zihin elbette maaşının artıp artmamasını çok umursamayacaktır. Zira şairin dediği gibi ‘Bedava yaşıyoruz, dostlar bedava. Hava bedava, su bedava..’

Lüküs hayat, lüküs hayat. Oh, ne rahat.. Cırt cırt kredi kartlı, dıt dıt cep telefonlu, zırt pırt uzaktan kumandalı, tık tık internetli bu ayağa uyduracak yorgan bulmak da zor. Bekliyoruz ki yeni özelleştirmelerle piyasaya girecek olan sıcak para bize de ihtiyaç, araba ve konut kredisi olarak dönsün.

Kim demiş kişi başına yılık gelir Türkiye’de 9.300 dolar diye. En yüksek gelirli Lüksemburg’dan daha afili yaşamıyorsak ne olayım. Zamlar otomatiğe bağlanmışmış, okul harcamaları şu kadar artmışmış, kuraklık varmışmış, savaş çıkmışmış; hikaye.. Yiyoruz, içiyoruz, seçiyoruz. Dindarlık oy verme ölçümüzmüş pozlarına geçiyoruz. Irak’ta milyon şehitten sonra ikiyüzbin Müslüman kadının Amerikan piçine hamile olduğu haberlerine gülüp geçiyoruz.

Bu ülkede sendikacılık zor zenaat. Bu ülkede fikir işçiliği ise başa bela. Mizah ve müzik de olmasa nefes alamayacağız.

Bizim evde 2 kural vardır: 1-Hanım her zaman haklıdır. 2-Hanımın haksız olduğu durumlarda 1. kural geçerlidir. Yani Hükümet her zaman haklıdır, Hükümetin haksız olduğu durumlarda 1. kural geçerlidir.

“Ah bir ataş ver; gâvur sinem ko yansın.
Arkadaşlar uykulardan uyansın !”

Hiç yorum yok: