24 Ekim 2007 Çarşamba

Bilim Adamları Neredesiniz?


Yıllardır bilim adamlarını dinlerim. Bazen solcusunu, bazen milliyetçisini, bazen muhafazakarını dinler, hepsini dinlerken doğru şeyler söylediklerini düşünürdüm. Onlara hak verirdim. Çünkü meselelere hepsi ayrı bir pencereden bakıyordu. Zamanla dikkatimi bir şeyler çekti. Herkes kendi kulvarında belki haklıydı. Fakat ortada bir netice yoktu. Düşman adım adım amacına yaklaşıyordu. Taşlarını satranç tahtasında doğru hareket ettiriyordu. Nedense bu alim takımı bir türlü bir araya gelip meseleleri sözden aksiyona geçiremiyorlardı. Git gide kendi içimizde bölünüyorduk. Kürt-Türk, Laik-Antilaik, Cumhuriyetçi-Dinci diye soyut hedefler üretiliyordu. Hudutlarımız etrafında problemler gitgide büyüyor. Komşularımız Amerikanın Ortadoğu’yu teslim alma projesine teker teker teslim oluyordu. Dikkat ediniz. Amerika Irak’ı işgal ettiğinde sadece Petrol Bakanlığının etrafını korumuştur. Ne Merkez Bankasını, nede başka bir Bakanlığı koruma gereği duymamıştır. Çünkü ona lazım olan sadece kendi şirketlerinin Iraktaki petrol tapuları idi. Amerika Ortadoğu projesini elli yıldan beri uyguluyor. Taşları yerlerine ustaca yerleştiriyor.Bizim için suni korkular üretiyor. Bizde sazan gibi bu tuzağa düşüyoruz.



Uyan ey halkım diyemiyorum. Zira önce uyanması gereken bilim adamlarıdır. Araştırabilen, gerçeğe ulaşma şansı olan bilim adamlarıdır. Çünkü dış güçlere göre düşman anti laik, dost ise laik olan değildir.



Onlara göre düşman top yekün Türk milletidir. Ele geçirilmek istenende Türkiye topraklarıdır.



Hedef milleti bağlı olduğu değerlerinden uzaklaştırmak, millet olma özelliğini yok ederek sürü haline getirmektir. Bu sadece benim fikrim değildir. Bu tabirleri bir çok konuşmacı bilim adamından duydum. Bende herkes onları alkışladım. Dağıldıktan sonra aradan geçen günlerde hiçbir şeyin değişmediğini, fakat ülkenin giderek daha fazla kötü şeyler yaşamaya başladığını gördüm. Siz hastaya bir yararı olmayan ilaca iyi ilaç der misiniz? Tabii ki demezsiniz.




Öyleyse bir yerde yanlış var. Ülkeyi sevdiğini iddia edenler icraatın içinde olmuyorlar. Kendilerini sıkıntıya sokmadan yaşamayı kendilerine amaç edinmişler. Başka milletlerin bilim adamları da böyle yapmıştı. Şimdi o bilim adamları çok sıkıntıda. Çünkü o ülkeler artık istiklalini kaybetmiş. Yine o rahatını bozmayan bilim adamlarının çoğu ülkelerini terk etmiş. Artık vatanlarında yaşamıyorlar. Böyle giderse bizimkilerinde başına bu halin gelmesi kaçınılmazdır. Ben duvarın arkasını görmeye çalışıyorum. Soyut hedefler,soyut düşmanlar hiç ilgimi çekmiyor. Onların asıl düşmanımız tarafından üretildiğini adım gibi biliyorum.



Argo tabirle gaza gelmeye, olmuşa binmeye hiç müsait değilim. Geçmişe ait hafızası olmayanlar tuzakları fark edemezler.



Sayın bilim adamları!




Birbirinizi yemeyi bırakın. Bir zaman sonra birileri hepinizi yiyecek. Hatta hepimizi yiyecek.



Lütfen beraber olalım. Düşman bildiklerinizle ön yargınızı bir kenara bırakarak yarım saat sohbet edebildiniz mi?



Hayır mı diyorsunuz? O zaman en kısa zamanda sohbet edin. Kısa zaman sonra hiçte düşman olmadıklarını anlayacaksınız.



Bu hepimiz için geçerli.



Ben dik duran ve diyalog kurabilen insanları seviyorum. Sütlaç gibi bulunduğu kaba göre şekillenen insanlardan da çekiniyorum. Onlardan kimseye fayda gelmez.



Ülkesine borçlu olan, bu ülkenin kendisine bir hayli yatırım yaptığı insanlar. Yani bilim adamları. Ülkeye borcunuzu ödemek, boşa konuşmak değildir. Konuşmayı aksiyona geçirmektir. Bir araya gelmektir. Ortak bilgiyi yöneticilere kabul ettirmektir. Lütfen bunu yapınız.



Size ihtiyacımız var.





11.10.2007

Hiç yorum yok: