24 Ekim 2007 Çarşamba

Gül Bahçesi


Hz. Ali (r.a) kendisine neden sıkça mezarlığa gittiğini soranlara şu cevabı vermiş: İki sebebi var.



-Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar.


-Arkamdan gıybetimi yapmıyorlar.


Ramazan orucu hicretten bir buçuk yıl sonra farz kılınmıştır. Bu durum kıblenin Kudüs’ten Kabe’ye çevrilmesinden kısa bir müddet sonraya rastlar.



Peygamber (sav) efendimiz hayatında dokuz ramazan orucu tutmuştur. Bunlardan 4 ü 29 gün 5 i de 30 gün olmuştu



Lokman Hekim'e:



Bilgeliği kimden öğrendin diye soranlara körlerden öğrendim cevabını vermiş. Çünkü onlar elindeki değnekle tam araştırma yapmadan adım atmazlar. Emin olduktan sonra adım atarlar. Bundan dolayı bende bir şey yapacağım zaman düşünür, faydalı ise konuşur, yararlı ise yaparım. Faydasız ise bırakmayı ve susmayı tercih ederim.


Necip Fazıl’dan :



Ey akıl nasılda delinmez küfen,

Ebedi oluşan urbası kefen.

Kursa da köprü boşluğa, fen,

Allah derim başka hiç bir şey demem!



Hz. Ali (r.a) buyuruyor ki:


-Karşılığından bir menfaat umarak yapılan ibadet ticaretçinin ibadetidir.



-Korku sebebiyle yapılan ibadet kölenin ibadetidir.


-Allah’ın nimetlerine şükretmek maksadıyla yapılan ibadet hür insanın ibadetidir.


-Makul olan ibadet Allah (cc) rızasını kazanmak için yapılan ibadettir. Allah ancak böyle samimi ibadetleri kabul eder.



Allah Rasülünden:



Herhangi bir devlet başkanı yada idareci kapısını ihtiyaç sahiplerine kapatırsa yani onları baş başa bırakırsa Allah da af ve lütuf kapılarını onlara kapatır. Artık onlar ihtiyaçlarını ve dualarını Allah’a iletemezler.


Şimdi dualarımızın neden kabule şayan olmadığı daha rahat anlaşılıyor.


Üç kişinin duası kabule şayandır.



  1. Mazlumun

  2. Misafirin

  3. Anne - babanın evladına



İbrahim Ethem’e sormuşlar:


İnsan niçin ölümden korkar?


Cevaben: Bütün servetini Dünya için biriktiren ahirete yeterli hazırlık yapmayan o serveti malı mülkü bırakıp gitmek ister mi?


Hadis-i Şerif’te kim Kuran-ı Kerim’i öğrenip de okumazsa sadece odasının bir köşesine aşarsa Ahirette Kuran ondan şikayetçi olur.


Hadis-i Şerifte: Mallarınızı zekatla koruyun. Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin. Belalara karşı dualarınızla hazırlıklı olun.


Lokman Hekime sormuşlar:


Hastamıza ne yedirmemizi tavsiye edersiniz? Oda cevaben:


Aman acı söz yedirmeyin de ne yese olur.



Hasan el-Basri: “Ben ölümden korkuyor ve onu sevmiyorum” diyen birine şu cevabı vermiştir:


Malını geride bıraktığın için sevmiyorsun. Eğer onu ahirete gönderseydin peşinden gitmek isteyecektin.


Alimlerden birisi abidlerden birine “Ben Allah’ın varlığını ispat edecek yüz tane delil buldum deyince; Abid “O’na ben Allah’a delilsiz inanıyorum” cevabını vermiş.


Ebu Hureyye den: peygamberimiz (sav) buyuruyor ki:


Nice oruç tutanlar vardır ki, açlık ve susuzluktan başka kazancı yoktur. Nice gece kalkıp ibadet eden insanlar vardır ki uykusuzluk ve yorgunluktan başka kazançları yoktur.


Şeyh Sadi’den:


Şeyh Sadi’ye insanlık nerede başlar diye sorarlar. Cevaben: “Teşekkür etmekle başlar” der.



Birisinden iyilik gören kişi “Adam sende canım yapmasaydın derse insan değildir.”diyor.



Önce teşekkür etmesini bilecek insanoğlu insana teşekkür etmeyen Allah’a da şükretmez.



Teşekkür etmesini bilen şükretmesini de bilir. O halde insanın yaradanına ne kadar şükretmesi lazım. Bir nefeste iki kere şükretmesi lazım. Niye, nefesi alamasa patlar ölür, aldığı nefesi veremezse çatlar ölür.




Mevlana’dan:



Selçuklu sultanlarından biri Mevlana’yı ziyaret eder. Bu ziyaret esnasında Mevlana ya saltanatları arasında ne gibi bir farkın olduğunu sorar. Hz. Mevlana bu soruya şu cevabı verir:



“Senin saltanatın gözlerin kapanınca ( ölümle ) biter, oysa benim saltanatım gözlerim kapanınca başlar.”




Halid Bin Safvana:


“En aciz en beceriksiz insan kimdir? Diye sormuşlar


O da cevaben:


“En aciz en beceriksiz insan dost aramayandır. Ondan daha acizi ve daha beceriksizi ise bulduğu dostu kaybedendir.” demiş.


Ebu Hureyre’den:


Resulullah (sav) şöyle buyurdu: Kulun rabbine en yakın olduğu zaman secde de olduğu zamandır. Bunun için secde de iken çok dua ediniz.


Aziz Mahmut Hüdayi hazretleri devrin padişahının gönderdiği hediyeyi kabul etmeyip, geri göndermiş. Bunun üzerine padişah da o hediyeyi bir başka alim olan Abdulmecid efendiye göndermiş. Abdulmecid padişahın gönderdiği hediyeyi kabul etmiş. Bunun üzerine padişah:



Abdulmecid efendi Aziz Mahmut senin kabul ettiğin hediyeyi kabul etmemişti der. Abdulmecid efendi padişaha hitaben Aziz Mahmut Anka kuşu gibidir. O öyle şeylere itibar etmez ki. Padişah bu sefer bu cevap üzerine Aziz Mahmut’a senin kabul etmediğin hediyeyi Abdulmecid efendi kabul etti dediğinde Aziz Mahmut Hüdayi padişaha cevaben: O deniz gibidir. İçine bir damla necasetin düşmesiyle kirlenmez der.




Müslümanın Müslüman üzerinde altı hakkı vardır:




1- Karşılaştığın zaman selam vermen.


2- Davet ettiği zaman davetine icabet etmen.


3- Senden nasihat istediği zaman nasihat etmen.


4- Aksırıp da “Elhamdülillah” dediği zaman ona hayır duada bulunup “Yerhemukallah” demen.


5- Hastalandığı zaman ziyaret etmen.


6- Öldüğü zaman cenazesine katılman.



14.10.2007

Hiç yorum yok: