5 Mart 2008 Çarşamba

Hukuk

Hukuk her şeyin üstünde baş tacı edilen bir kurallar bütünlüğüdür.

Hukuk denilince akan sular durur. Hukukçularda bu kuralları uygulayan kimselerdir, ve bu nedenle her yerde baş tacı edilirler. Zira onlar hakkı gözetir, hak yemez yedirmezler.

Hukukçular hukukun kurallarını uygulamakla ünlenirler. Ve biz son günlere kadar öyle bilirdik ama son günlerde bazı hukukçularımızı gördükçe ne yazık ki öyle olmadığını, bazı istisnaların olduğunu gördük. Hukukçu, profosör ve ordinaryus sıfatlı hukukçuların öyle kitaplarda yazıldığı gibi değil kendi kafalarına göre ahkam keserek canları ne isterse hukukun öyle olduğunu söyleyebilirler.

Bu hukukçularımız başörtüsü konusunda değil de bir futbol maçı hakkında yorum yapsalar yada bu mantıkla bir futbol maçı yönetseler bir takımın futbolcusu santrada rakip futbolcuya faul yapsa hemen penaltıyı verebilir. Zira santrada yapılan faulun penaltı olmadığını fakat burada faulle durdurulmasaydı onsekize kadar gideceğini ve kendisine orada faul yapılabileceği düşüncesiyle penaltının verildiğini söyleyebilirlerdi.

Zira bu hukukçular başörtüsü konusunda da ayrı mantıkla hareket etmektedirler. Demokrasilerde insanlar mevcut yasaları uyarak diledikleri gibi davranabilirler. Başörtüsünü yasaklayan bir madde yok ama olsun şayet başörtüsü serbest kalırsa başörtülüler bu kez başı açık olanlara baskı yapıp başlarını kapatabilirler.

Düşünsenize bu hukukçular elli bin kişilik bir seyirci önünde oynanan bir futbol maçında santrada yapılan faule bu mantıkla hareket ederek penaltı verse neler olur tahmin edersiniz. Seyirci sahaya iner hakeme neler yapmaz.

Allah' tan Türk halkı futbol maçı seyircisi gibi fanatik değil. Onların ideolojik davranışlarını aklı selim ile karşılayıp gülüp geçmektedir, ama hukukçulara olan güven azda olsa sarsılmaktadır.

Hiç yorum yok: