6 Mart 2008 Perşembe

Sağlıkta Neler Oluyor

Sağlık Bakanlığı Özel Tıp Merkezleri ve Özel Poliklinikler hakkında bir yönetmelik yayımladı. Bu yönetmeliğe göre bundan böyle yeni açılacak Özel Tıp Merkezleri ve Özel Poliklinikler sadece doktorlar tarafından açılacak. Bu Yönetmeliğe göre mevcutların bir çoğu 4 yıl içinde kapanacak. Zira yönetmelikte getirilen şartlara ilimizdeki polikliniklerin ve tıp merkezlerinin %90’ının uyum sağlaması mümkün değil.

İmar yasasında bu yerlerin sağlık alanında gösterilmesi gerekli imiş. Binası müstakil olmayan, hatta kendine ait olmayan Tıp merkezlerinin ve polikliniklerin artık yaşaması mümkün görünmüyor.

Nedeni ise basit. Hastane yatırımı yapanların önü açılıyor. Özel Yataklı tedavi hastanelerine sadece yataklı tedavi hastası yetmiyor. Ayakta tedavi olabilecek hastaları da istiyorlar.

Devlet hastaneleri özelleştirilmek isteniyor ya. Al sana rantı yüksek bir hastane. İstediğine sat.

Vatandaş yeni yeni kaliteli bir hizmeti istediği ayakta tedavi kuruluşundan alabilme hakkını sağlamışken, yeniden eski sıkıntılara geri dönecek.

Vatandaşın biraz olsun rahata kavuşması çok mu görüldü?

Bu yönetmelik, hastanelerden doktor kaçışını önlemek için alelacele çıkarılmış bir yönetmeliktir.

Fırsat eşitliğine aykırı bir yönetmeliktir. Özel Hastanelere daha çok  fırsat sağlama yönetmeliğidir

Özel Hastaneleri neden sadece doktorlar açmıyor da, Özel tıp merkezleri ve Özel poliklinikleri sadece doktorlar açıyor.

Şayet mesleki bir dalı sadece o meslek sahibi açacaksa Özel okulları ve özel dershaneleri de sadece Öğretmenler açsın. İnşaatları da sadece İnşaat Mühendisler yapsın. Fırınları Gıda Mühendisleri işletsin. Tekstil fabrikalarını sadece Tekstil Mühendisleri kurabilsin. vs.vs’ire

Eğer bahane Avrupa Birliği ise nerede diğer Bakanlıklar.

Bence bu yönetmelik Danıştay’dan döner

Şehitlerimize Allah(CC.) den Rahmet, ailelerine sabırlar diliyoruz.

İnşallah Kuzey Irak’a yapılan sınır harekatı netice vermiştir. İnşallah şehit verdiğimiz  vatan evlatlarımızın akıttığı kana değmiştir. İnşallah bir daha analarımız ağlamaz.

Aslında Türkiye güçlü bir ülke olamadıkça bu belalardan kurtulamayacaktır. Komşularımız bizden korkmayınca  biz rahat edemeyeceğiz. Amerikanın başı belaya girmedikçe, Avrupa birliği ülkeleri birbirine düşmedikçe bize rahat yok. Büyük balık biz olmadıkça bizi çokları yutmaya niyetlenecektir. Şimdilik büyük değiliz ama Allah tan  fazla kılçıklıyız.

Aklımızı başımıza alalımda ufak hesaplarla birbirimize düşmeyelim.

El birliği ile Büyük balık olmaya çalışalım.

Cumhuriyetin kazanımları ayrımcılık değil, birleştiriciliktir.

Bazıları yeni bir sakız çiğniyor. Her söze başlarken cumhuriyetin kazanımlarından bahsediyorlar. Belli ki bu kişiler cumhuriyetten bir şey kazanamamışlar.

Bu güne kadar yapılan sahtekarlıklar, hortumculuklar, devletten avanta ile ihale kapmalar, yıllardır yapılan kadrolaşmalar, kamplaşmalar, amacı belli olan yabancı izimlerin peşinden koşmalar, Avrupalılaşma adına Türkçe yi unutmalar, modernlik adına uyuşturucuyu yayanlar, sınıf kıskançlığına sebep olacak sefahat hayatı yaşayarak bunu alenen sergileyenler.

Bunlar mı cumhuriyetin kazanımları?. Bu yaşadıklarımızla mı muasır medeniyetler seviyesine yükseleceğiz?

Ayıp gizlemek için kullanılan malzemeleri artık herkes öğrendi.

Bazen demokrasi adına, cumhuriyet adına,l aiklik adına yapılan söylemler artık mide bulandırıyor.

Gündemi işgal etmeye devam eden bu mantıksız mücadele bir taraftan iktidara puan sağlarken diğer taraftan da, kırk yıldır her türlü naneyi yiyerek semirenleri, yıllarca sosyete muhitlerinde lüks daire ve tüketim malzemesi satarak hala daha  gariban edebiyatı yapanları, ellerinden bu fırsatların kaçmaması için mücadele verenleri yerin dibine batırıyor.

Hiç yorum yok: