Bir mezar taşında okumuştum. Şöyle yazıyordu;
“Acaba niye buradayım.
Halbuki daha yapacak,
O kadar çok işim vardı ki.”
Evet herkesin yapacak çok işi var.Hayat modernleştikçe teknoloji geliştikçe insanların yapacak işleri gittikçe artıyor.
Koşturmaca arttıkça zamanın nasıl geçtiği de anlaşılamıyor.
Hiç kendinize sordunuz mu?
“Bu kadar koşturmacanın içinde kendime özel ne kadar zaman ayırdım.”
Bir çoğunuzun cevabının çok az veya hiç olduğuna eminim.
Modern hayat insanlığa konfor sağlıyor ama huzur ve mutluluğunu da alıp götürüyor.
Fiziki ihtiyaçlarımızı sağlamanın peşinde koştururken ruhi ihtiyaçlarımızın olduğunu aklımıza getirmiyoruz.
Kendimizi sevmeyi unuttuğumuz için birbirimizi de sevmeyi unutuyoruz.
Küreselliğin acımasız kurallarına köle olduk.
Kararlarımızı kendimiz veremiyoruz.Birilerinin sahneye yazdığı oyunları oynamaktan kurtulamıyoruz.
Başkaları tarafından sınırlandırılmış bir alanın içinde koşturmaktan yoruluyoruz.
Halbuki Yüce yaratıcı önümüze karşılıksız öyle imkanlar sermiş ki farkında bile değiliz..
Dünyayı kurtarmaya uğraşırken kendimizi kaybetmişiz.
Uzaklara bakmaktan önümüzü göremiyoruz.
Kim bilir kaç kişi sabahın ilk ışıkları ile sahilde rızkını arayan martıları seyredebilmiştir.
Kim bilir kaç kişi çayırlarda yalınayak koşabilmiştir.
Duyuyorum sizi.
Martı seyredecek sahil mi kaldı?
Yalınayak koşacak çayır mı var diyeceksiniz.
Peki yaratanın sunduğu bu karşılıksız nimetleri kim bozdu?
Acaba sorguladık mı?Biz mi bu hale getirdik yoksa,
Dünya böyle mi yaratılmıştı?
Asıl canavar kim?Bizmiyiz?Yoksa yaşamak için sadece doyacağı kadar öldüren hayvanat mı?
Bırakalım şuursuzca koşturmayı.Ruhumuza da bir şeyler sunalım.
Bu dünyada insanca yaşamak için bulunduğumuzu unutmayalım.
Huzuru ve mutluluğu yeniden yakalamak için birazda içimize dönelim.
Kendimizle hesaplaşalım.Eksilerimizin farkına varalım.
Bizim bencilliğimizden başkalarının da zarar gördüğünü bilelim.
Yaratılış gayemizi bulmaya çalışalım.Günlük yaşantımızı sorgulayalım.
Farkındayım bu gün çok derine girdim.Çünkü bende sizin gibiyim.
İddialı olmak,mükemmele oynamak,asla pes etmemek benimde işim.
Benim de zamanım yok,bende çok meşgulüm.
Bedenim yorulup isyan ederken ruhumun istifadesi ne?
Hiç.Kocaman bir hiç.
Geliniz, o kadar meşguliyetlerimiz,gailelerimiz,bitmek bilmeyen projelerimiz içinde boğulmaktan başımızı kaldırarak kendimize zaman ayıralım.
Herkese ödül dağıtmayı vazife edinirken aynı ödülü kendimizden esirgemeyelim.
Aklımıza geleni ertelemeyelim.
Karar verelim hemen.
Bir argo halk deyimi vardır.Nerde trak orada bırak.
Vücut trak derse iş işten geçmiş olur.
Önümüzde bahar var.Yaz var.Hayata yeniden merhaba diyen tabiat var.
Ben artık yaşlandım, benden geçti demeyelim.
Her mevsimin güzel olduğu gibi her yaşta bir başka güzeldir.
Yeter ki yaşamasını bilelim.
Ne yapalım yapalım.Kendimize zaman ayıralım.
Sevgiyi önce kendimizle sonra dostlarımızla paylaşalım.
Sevdiklerimizin olduğunu,sevenlerimizin unutulduğunu fark edelim.
Varolan güzellikleri doya doya yaşayalım.
BU DÜNYADAN UCUZA GİTMEYELİM.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder