El Maktum ve İETT Arazisi
İstanbul'un Boğaz Köprüsünün yapılmasına bile karşı çıkan zihniyetin kısır görüşü, anlaşılmaz düşüncesi, Türkiye'ye bir çırpıda 30 Milyar Dolar kaybettirdi.
1-1,5 milyar dolar için kapı kapı gezdiğimiz günlerin tarihi çok eski değil.
Arap sermayesi veya İslami sermaye fobisi olanların dini ve siyasi kaygısı yüzünden uçup giden 30 Milyar Dolara mı yanalım, binlerce, belki de on binlerce istihdama mı yanalım, yoksa bu kısır düşüncelilerle aynı ülkede yaşama şanssızlığına mı yanalım.
Türkiye için ayırdığı miktarın yarısından bile az bir miktarla (14 Milyar Dolar), Tunus'ta 130 Bin kişiye istihdam sağlayacak proje başlatıldı bile.
Sermayenin rengine takılma hastalığının dünyanın hiçbir yerinde olduğunu sanmıyorum.
Mimarlar Odasının bu aymazlığını değerlendiren Danıştay'ı anlamak mümkün değil.
Türkiye'nin dört bir yanında İngiliz'e, Alman'a, Yahudi'ye, Rum'a sayısız gayrimenkuller satılırken Mimarlar Odası neredeydi Allah aşkına?
Satışın iptaline sevinip, satılamayan alanda piknik yaparak kutlama yapan, davul zurna eşliğinde halay çeken ana muhalefet partisi, seçim arifesinde İstanbulludan ne yüzle oy isteyecek merak ediyorum doğrusu.
İstanbul'a kocaman bir kazık atılıyor ve ardından da kutlama yapılıyor. Pes doğrusu.
Bu satışın iptali İstanbulluya çok pahalıya mal olmuştur.
Bu zararı muhalefet hesap edemiyor belki, ancak İstanbullunun çok iyi hesap ettiğini çok yakın bir tarihte görmek mümkün olacaktır.
Davos ve Turizm
Peres'in Davos'ta Başbakanımızdan yediği fırça sebebiyle, İsrail'den Türkiye'ye gelen turist sayısında yüzde 80 oranında azalma olmuş.
Hiç dert değil.
Çünkü İsrail turistin kararını Türkiye aleyhine değiştiren Davos davası, Arap turistlerin kararını da Türkiye lehine değiştirmiştir.
Arap turist sayısında, yüzde 40 oranında artış hesaplanıyor.
Kayıp, kazancın yanında devede kulak, zira bilindiği gibi Araplar cömertliği ile meşhurlar!
Nede olsa kazanmaları için çalışmalarına gerek yok.
Cenab-ı Hak vermiş nimeti, tepe tepe kullanıyorlar.
Yarım asır sonra ne yapacaklarsa!!!
Her Mahalleye Kur'an Kursu
İnsanın oy uğruna kendisinin bile rahatsız olduğu vaatlerde bulunması ne garip bir şey.
Keşke bu vaatte samimi olunsaydı da bizde ayakta alkışlasaydık.
Vaadin sahibi Sayın Sefa Sirmen, uzun yıllar Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, Kocaeli'nin en güzide alanlarından biri olan ve 400.000 metre karelik alana sahip Kocaeli Fuarına, bırakın Camii, bir Mescit'in yapılmasında bari bu hassasiyeti gösterseydi keşke.
144.000 metre karelik alana Outlet Center kurulmuş, bu alana 3 restoran, 3 cafe, 45 satış mağazası, 7 ayrı sinema salonu, 250'si otobüs olmak üzere, 2.500 araçlık otopark ve daha birçok birim için yer ayrılmış, ancak doğru dürüst bir Mescit'e yer ayrılamamış.
(Allah LC Waikiki Mağazasının sahibinden razı olsun. Minicik mescidi imdadımıza yetişiyor.)
Tekrar Belediye Başkanlığına aday olup, bir seçim arifesinde böylesi bir vaat pekte samimi gözükmüyor doğrusu.
İnşallah yanılıyorumdur.
Bu konuda CHP Genel Merkezinden de açıklama yapıldı; "Kur'an kursları Halk Evleri gibi çalışacak" diyor genel merkez.
Halk Evlerinde nelere hizmet edildiği ortada...
Türkiye'de solun elinde olmayan tek Halk Evi Elazığ'daydı, benim 5 yılım Halk Evinde geçti ve Halk Evi bana sadece birkaç yörenin Halk Oyunlarını öğretti.
Halk evi statüsündeki bir Kur'an kursundan yetişeceklerin şerrinden, Cenab-ı Hak herkesi muhafaza etsin.
Velhasıl millet olarak objektif olamıyoruz, bu da en büyük problemlerimizden biri galiba.
Seçim yaklaşınca açılıyor perdeler, Işık nerden, gölge nerde bilinmez. Işık kaynağına ters düşüyor gölgeler? Doğru hedeflere, ters adımla gelinmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder