6 Kasım 2008 Perşembe

Demokratik Terör!

Var mıdır dünyada böyle aptalca bir tanımlama?

Sokaklarda kandırılmış çocuklar boylarından büyük yaramazlıklar yapıyor, araçları ateşe veriyor ve resmiyette milletvekili kimliği olan ancak gerçek kimliği yasa dışı, katil bir çetenin mensubu olan (ki bunu kendileri de inkâr etmiyor) vekiller(!),“bu bir demokratik tepkidir” diyor.

Körpecik çocukları sokaklara döküp, suçsuz insanların malına, canına kalleşçe zarar verdirip, ardından da “bu bir demokratik tepkidir” diyen bir kişinin TBMM çatısı altında olması ne talihsiz bir durumdur?

Bunlara da, her hareketinde kabul etmediği açık olan TC’nin banknotları ile deste deste maaş ödenmesi nasıl mümkün olabiliyor, anlamak mümkün değil.

Bir ülkenin kanunları, kendini yıkmak isteyenleri korursa, kendini nasıl koruyabilecektir?

Bu üniter yapı düşmanı figüranlara dur diyecek (demokratik) tedbirler neden bir an önce alınmıyor aklım ermiyor.

Azgınlıkları günden güne artan bu eşkıya sözcüleri, saldırı dozlarını, çok tehlikeli ifadelerle günden güne artırıyorlar.

Hani yaygın bir deyiş vardır ya, “Birileri düğmeye bastı” diye.

İşte bu bebek katili ve yandaşlarının düğmelerine de birileri o kadar etkili bastı ki, TC
Başbakanını ve onun şahsında da bütün Türkiye’yi tehdit etmeye başladılar.

Bu ne cüret? Bu cüretten öte bir şey.

Bu cürete tahammül ise çok daha büyük cüret!

Devleti teşkil eden sayınlar; Bu adamlara tahammül etme yetkiniz olamaz!

Bu densizlikler karşısında etkisiz kalınıyorsa, kanunlarda epey bir eksiklik var demektir.

Türkiye’mizde birliği, bütünlüğü, barışı sağlayacak kanunların çıkarılması için daha ne bekleniyor?

Zararın bir yerlerinden dönülsün artık!

İpini koparan haddini aşıyor, bütünlüğümüzü tehdit ediyor ve dünyanın kabul ettiği bir terör şebekesinin destekçisi olduğunu açıkça ilan ediyor artık. Bu da yöneticilerimizin basiretini ve ülkemizin itibarını zedeliyor. Bu kışkırtıcılıkların icraatlarına son verecek kanunlar biran evvel çıkarılmazsa başımız çok ağrıyacaktır.

Bizim başımız ağrırsa, Ortadoğu migren olur.

Bu da Ermenilere, Yahudilere ve salyalı batı’ya düğün bayram demektir.

Dün Filistinlilerin yaptıklarını, bugün beyinleri satın alınmış bir avuç Kürt asıllılar (ki bunlar kesinlikle Kürt vatandaşlarımızı temsil etmemektedirler) yapıyorlar. Filistinli Osmanlıya nasıl sırt çevirdiyse, bu cehalet havuzundakiler de aynı şekilde Türkiye’ye sırtını dönmek istiyorlar.

Soruyorum, Filistinli bugün hür mü, mutlu mu? Bu kışkırtıcılar belki Filistin’in ve Filistinlinin bugünkü durumunu görmezden geliyorlar da, bu figüranların ardından gidenlere mana vermek mümkün değil.

Bir avuç Filistinli Yahudi’ye yer sattı,
O satılan yerlerde zalim İsrail doğdu,
Paraları alanlar yerin dibine battı,
Onların torunlarını da İsrail boğdu.

Hiç yorum yok: