14 Kasım 2008 Cuma

Küresel Kriz Ya Da Kapitalizmin İflası

Küresel krize eğitimci yorumu ve çözümü:

Bu konuyla ilgili  çok yazılar yazıldı, yazılıyor, yazılacak ve hakkında çok da konuşulacak
Ben yazılmayanları yazmaya olaya farklı boyuttan yaklaşmaya çalışacağım.

Bölgesel ya da küresel tüm krizlerin iki ana sebebi vardır.

  • Ürettiğini satamamak
  • Sattığın malın parasını tahsil edememek.

Bunu cüzdan ve vicdan daralması olarakta ifade edebiliriz. Bunun ne demek olduğunu yazının ilerleyen bölümlerinde açıklamaya çalışacağım.

Krizler için iki maddelik çözüm önerisi yeterlidir.

  • Yatırımı, üretimi dolayısıyla istihdamı arttırmak.
  • Halkın büyük bir bölümünü oluşturan tüketicinin alım gücünü kuvvetlendirmek.

Günümüzdeki ekonomik sistem kapitalizmin kurallarına göre işlemektedir.
Sermayenin rengi, sahibinin inancı ne olursa olsun tüm işverenlerdeki temel zihniyet sömürü esasına dayanır. Krizin başlangıç noktası da burasıdır.

Kapitalizm batı medeniyetinin ekonomik modeli olduğu için küresel kriz bu medeniyetinde iflasıdır. İnsanlığa huzur getirmeyeceğinin apaçık göstergesidir.

Üretilen malın satılamaması, depoların dolup stokların birikmesi ve işçi çıkarımı ücretsiz izin vs.

Sebep: Tüketici dediğimiz; memur, emekli, işçi, çiftçinin alım gücünün olmaması ya da çok sınırlı olması eldeki imkânların maaşının ya da gelirinin ancak zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için harcaması.

Diğer sebep; satılan malın parasının tahsil edilememesi. Kredi kartları, çek ve senetlerle yapılan alış-verişlerin paraya dönüşememesi. Mal satılmıştır ama üreticiye para olarak dönmemiştir.

Ekonomide taksitli alış verişler tüketimi arttırır, alışverişi kolaylaştırır, ama iş gelir tüketicide biter. Üretilen mal fabrikadan ana bayiye, ana bayi bölge bayisine, bölge bayisi toptancıya, toptancı market, mağaza vb. satıcılara onlar vasıtası ile tüketiciye ulaştırılır. Tüketici malı taksitle alıp geri ödemesini yapamayınca bu işlem silsile yoluyla yukarıya üreticiye kadar uzanır.

Cüzdan daralması dediğimiz hadise budur. Bazen buna vicdan daralması da eklenir, bu nasıl olur. Bazı art niyetli karakteri bozuk insanlar ödeme imkânına sahipken krizi bahane ederek ödeme yapmaz buda işin tuzu biberi olur sonra, sonrası malum ücretsiz izinler, işçi çıkarmalar, iflaslar, intiharlar, mama bekleyen bebeler, kira bekleyen ev sahipleri.

Sahi kapitalizmin ana ilkeleri ne idi.

  • İnsan insanın kurdudur.
  • Düşene bir tekmede sen vur.
  • Yaşamak için öldür.
  • Ezmek, sömürmek vs.

Sömüre sömüre insanları tamamen iskelet durumuna getirirseniz sonra neyi sömüreceksiniz. Bu silah bumerang gibi dönüp sömürenleri vuracaktır, vurmuşturda. Küresel kriz işte silahın dönüp sahiplerini vurmasıdır.

İnsanların (sömürenlerin) hatalarının farkına varmaları mümkün ama bundan vazgeçeceklerine pek ihtimal vermiyorum.

Bu kriz ya da krizlerin çözümü nedir?

Şunu belirteyim ki bunun çözümü alışılmışın dışında farklı ses ve görüşlere kulak vermektir.
Yani reçeteyi değiştirmektir.

Toplumları bir üçgene benzetirsek bunun %70 ya da %80’lik büyük bir bölümü sabit ya da dar gelirli dediğimiz tüketici kesimdir. Bunlar; işçi, çiftçi, emekli, memur ve serbest çalışanlardır.

Geriye kalan %20’lik kesim ise kaymak tabaka dediğimiz ithalatçı, ihracatçı kesimdir.

Kriz %80’lik bu kesimin alım gücünün olmaması, yani iç piyasanın büyük oranda daralması sirkülâsyonun durmasıdır.

Bu sirkülâsyonun sağlanıp iç piyasa açılırsa kriz biter.

Bunun için devlet ya da devletler, bankalara, işletmecilere verdiği paranın bir kısmını hatta daha fazlasını tüketiciye yansıtmasıdır.

Mali disiplin enflasyon vs. bunların sebep ve sonuçları doğru tespit edilmelidir.

Krizin çözümünün diğer bir yolu da yatırım ve üretimdir. İnsanların işi ve parası olursa korkmadan harcayabilirler. Buda iç piyasayı hareketlendirir.

Bankaların içini, holdinglerin kasasını, işverenlerin kesesini parayla doldursanız tüketicinin alım gücü olmadıktan sonra bu sizce çözüm olur mu?

Aslında bu kriz dünyanın en akıllı en bilgili olduğu sanılan insanlarının milyonlarca dolar maaş alarak yönettiği sistemin iflası olup sistemin değişmesi gerektiğinin de en açık ifadesidir. Deniz bitmiş kara görünmüştür.

Krizin merkezi olan Amerika’da Barack Obama’nın ABD başkanlığına seçilmesi beni de mutlu etmiştir.

Sn. Obama’nın başkanlığı ezilen, horlanan ve ikinci sınıf insan muamelesi görenler açısından bir şans olabilir.

Doğrusunu isterseniz ben bu konuda çok da ümitli değilim.Obama’nın gücü kapitalizm çarkını tersine döndürmeye  yetmez.

Bu şansın ne kadar doğru kullanılacağını zaman gösterecektir. Obama ve kuracağı kadrosunun krizi çözüp ezilen ve sömürülenlerin yüzünü güldürebilmesi sorunun doğru tespit edilebilmesine bağlıdır. Aksi halde yaşadığımız sürece bu filmi çok daha seyrederiz.

Bizim medeniyetimiz zekât ve fitreyi niçin emretmiş, sadaka ve yardımlaşmayı neden tavsiye etmiştir.

Bizim medeniyetimizde değil insanlar hayvanlar bile aç ve sefil bırakılmamıştır.

Bizim medeniyetimizde düşeni tekmelemek değil elinden tutup kaldırmak esastır.

İnsan insanın kurdu değil dostudur.

Yaşamak için öldürmek değil paylaşarak beraber yaşamak esastır.

Paylaşmak insanların benlikten ve cimrilikten kurtulup ben anlayışı yerine biz anlayışını hâkim kılar.

Yeryüzü hepimize yetecek kadar geniş Allah’ın nimetleri tüm canlıları kıyamete dek doyuracak kadar boldur. Yeter ki biz bunun farkında ve şuurunda olalım.

İşte o zaman krizler temelinden halledilir dünyada bu beladan kurtulmuş olur.

Krizlerin olmadığı bir dünyada yaşamak dileğiyle…

Hiç yorum yok: