26 Eylül 2007 Çarşamba

Çalışan Aileler ve Çocuklarıyla İlgilenmeleri

Genelde çalışan ailelerde yoğunluk hep kadınların üstünde kalmaktadır. Yoğun iş performansıyla gün içinde yorulan anne eve gelip tabiri caizse günün yorgunluğunu atmak üzere bacaklarını uzatıp dinlenmesi gerekirken evde ev işlerini kendini bekler bulmakta. Annenin yapması gereken bu işlerle uğraşırken haklı olarak günün yorgunluğu ile eve gelen baba bacaklarını uzatarak dinlenmek üzere yerini almalıdır ki yarınki işine dinç ve dinlenmiş olarak dönebilsin. Kısaca senaryosunu çizdiğimiz bu tablo da farkında isek çocuklar hiç rol almadılar. Neden?


Acaba ailenin çocukları mı yok veya çocuklarına ayıracakları zamanı mı?




Bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz. Ancak toplum olarak ihmale gelmemesi gereken en önemli unsuru ihmal etmekteyiz.



Günümüz şartların da ebeveynlerin her ikisinin de çalışan bireylerden olması toplumumuzun bazı değerlerinin değişimini gündeme getirmektedir. Bu arada ebeveynler çocuklarına zaman ayırabilmek için uğraşı vermelerine karşın bunu tam manası ile yerine getiremedikleri de aşikârdır.



Anne–babalar çocukla yeterli zaman geçiremediklerinde suçluluk duyabilirler; çalışan annelerde bu duygu daha yoğun yaşanabilir. Bunun sebebi ise yaşadığımız kültürde çocuğun ve ailede yaşayan diğer fertlerin bakımının ve evle ilgili diğer işlerin yürütülmesinin hala sadece kadının sorumluluğu gibi görülmesidir. Bu sorumlulukla baş başa kalan anne işindeki başarı ve kariyerini kaybetmekle karşı karşıya kalmakta anne üzerinde aşırı baskı ve strese yol açmaktadır.



Burada görülen baskı ve stresin hafifletilmesi veya tamamen ortadan kaldırılabilmesi için ailede anneye yardımcı unsurların ortaya çıkarak annenin yükünün azaltılmasıdır. Ama asıl sorun bunlar yapılmak istenirken evdeki çocuğun durumunu ele almak gerekmektedir. Çocuğun ilgi alanları ve çocukla ilgilenmek annenin üzerinde bırakılmamalıdır. Hem iş hem aile yaşantısının sorumlulukları çok fazladır; ama atlanmaması gereken, kişinin bütün işi tek başına yapmak zorunda olmadığı ve kalan bütün boş vaktini tamamıyla çocuğa adamasının gerekli olmadığıdır. Çocuğa değerli bir zaman aralığı bıraktığını hissettirebilmektir.



Anne evde bu konumu ile yalnız bırakılmamalı annenin evdeki işleri paylaşılmalıdır. Babalar genelde çocuklarına pahalı hediyeler alarak çocukları ile ilgili işleri çözdüklerine onlarla ilgilendiklerine inanmaktadırlar. Ebeveyn çocuğa rehberlik etmeli gözlemlemeli ama aynı zamanda çocuğun kendi kararları vermesine de izin vermelidir. Çocukla beraber vakit geçirildiği zaman, küçük projeler düşünülmeli ve anlık bulunan aktivitelerin günlük hayatta da uygulanmaya başlanması aile içi iletişimi arttıran temel unsurlardandır. Evde bir işle meşgulken ya da televizyon izlerken aynı zamanda çocukla ilgilenmeye çalışmak onunla değerli zaman dilimi geçirmek anlamına gelmez; doyurucu etkileşim değeri taşımaz. Örneğin; kurabiye yaparken onu da bu işin içine dahil etmek ya da çocuğun yaş dönemine uygun bir televizyon programı hakkında duygu ve düşüncelerini konuşmak o zamanı daha verimli kılabilir. Birlikte yapılan bir alışverişi dahi değerli zaman dilimine sokmak mümkün olabilir; eksiklerin tespitinde ve malzemelerin alımında etkin rol üstlendiğinde kendini önemli hisseder ve anne-babayla paylaşım ihtiyacını giderir.




Çocuğu için vakit ayıramayan ""çok meşgul"" aileler, çocuğun kendisini önemsiz, değersiz hissetmesine ve ebeveynin diğer işlerinin kendisinden daha öncelikli olduğunu düşünmesine yol açabilir. Kaliteli zaman geçirmenin amacı, çocuğun anne-babası için ne kadar önemli olduğunu hissetmesidir.



Çocukla beraber yapılabilecek sınırsız aktiviteler vardır. Önemli olan bu değerli zamanı çocukla beraber keyifli bir hale getirmek ve çocuğun bu zamandan maksimum düzeyde verim ve keyif almasını sağlamaya çalışmaktır. Anne-babaların hata yapmaktan korkmamaları, hata yaptıklarını hissettikleri zaman çocuğu da bir birey yerine koyarak telafi etmek için çaba göstermeleri, kendi anne-babalık içgüdülerine güvenerek bu zamanı değerlendirmeleri bu zamanı daha da etkin kılar.



Kaliteli zaman geçirmek çocuklar sadece küçükken değil büyüdükleri zaman da psiko-sosyal ve duygusal gelişimleri açısından büyük önem taşımaktadır.



24.09.2007

Hiç yorum yok: