27 Eylül 2007 Perşembe

Öküz Altında Buzağı Aramak


Bize hasmı diye merak ediyorum. Nedense söz konusu başkaları olduğunda öküz altında buzağı aramaya bayılırız. Bu arada kendi buzağılarımızı da başkalarının ortaya çıkarmasından da asla hoşlanmayız. Ayrıca başkalarının başarılarını bir türlü hazmedemeyiz. Ayağı tökezlediğinde keyiften dört köşe oluruz. Hele hele fikri yapısı bizden farklı ise daha beter olması için sabırsızlanırız. Önce yakıştırırız. Tutmazsa iftiraya dönüştürürüz. Oda tutmazsa başkasından duymuştum deyip kıvırırız. Şayet o kişi iyi bir mevkie gelmişse zaman içinde onun en önde giden yalakası oluruz.



Bu sözlere ne gerek vardı. Bir şeylere mi kızdınız diyebilirsiniz. Evet bir şeylere kızıyorum.



Bazılarınız bilir. Ben aynı zamanda Kızılay İzmit şube başkanıyım. Daha önce 7 yıl başkan vekilliği yapmıştım. 3 yıldır da başkanlık yapıyorum. Asıl mesleğim inşaat mühendisliği. İnşaat işleri yapar inşaat malzemesi satarım. Devlet ihalelerine girmem. Devletle hiçbir işim olmaz. Şube başkanı olduktan sonra işimle ilişiğimi kestim. Benim işimi çocuklarım yapıyor. Ben sabah dokuzdan akşam on sekiz e kadar mesaimin tamamını Kızılay’a veriyorum. Yönetim kurulu üyelerimizle beraber işimizi tamamen ücretsiz yapmaktayız. 30 hekim 75 personel den meydana gelen bir sistemi günlük 600 hastası ile birlikte yönetmenin kolay olmadığını sizler takdir edersiniz. Telefonum 24 saat açıktır. Tıp merkezi gece de evimden internet aracılığı ile takip edilmektedir. Kan hizmetleri bana bağlı olmadığı halde bu konuda da elimden geleni yapmaktayım. Kızılay da çalışan hiçbir akrabam yoktur. Benim ve yönetim kurulu üyelerimden hiç birisinin akrabası dahi Kızılay a mal satamaz ve Kızılay’ın malını satın alamaz. Şayet öz geçmişimi merak ederseniz, Google’a girip adımı yazdığınızda özgeçmişimi bulabilirsiz. İşte bu kadar göz önündeyim. 5+5 olmak üzere iki dönem Belediye meclis üyeliği yaptım. İzmit Belediye meclis üyeliği yaptığım İlk beş yılın üzerinden 18 yıl geçti. İlk beş yılda belediye başkan vekilliğinden, encümen başkanlığına, imar komisyonu başkanlığından, İmar affı komitesi başkanlığına kadar rantın bol olduğu yetkili ve sorumlu makamlarda bulundum. Çok şükür hiçbir yanlışım olmadı. Olsa idi şimdiye kadar çoktan manşet olurdu.



Kendimi methetmeye hiç ihtiyacım yok. Fakat bazen gerekiyor. Çünkü Kızılay İzmit şubesi giderek büyüyüp rantı artmaya başlayınca ağzı sulananların iftiraları da başladı. Bunları bunun için yazıyorum. Tanıyan tanıyor da tanımayan bir miktar bilgi edinsin diye. Gerisini ise araştıran bulur.



Yıllardır yaptığımız gıda kampanyasını bu sene biraz daha genişlettik. Halkın katkılarını "GÜNDE 1 YTL" sloganı ile talep ettik. Halkımız çok ilgi gösterdi. Tabiî ki Düşmanlarımızda hasetlendi. Bazılarının ideolojisi ile uyuşmuyorum. 59 yaşımdayım. Bu saatten sonra bazılarına göre şekillenecek halim yok. Dün ne isem bugünde oyum. Fikri yapımla ve duruşumla ortadayım. Esnemeye de niyetim yok. Bazılarına da ortadaki ranttan pay aktarmıyorum. Bu bakımdan onların tepkisini çekiyorum. Şunu bilsinler ki bu kazanımlar da tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Hakkı olmayana asla verilmez. Hiç bir parti, hiçbir siyasi kuruluş yandaşımız olmaz. Herkese eşit mesafede oluruz. Herkesten yardım talep ederiz. Herkese, ihtiyacı olduğunda Kızılay ölçeğinde hizmet sunarız. Kimsenin dinine, diline, rengine, siyasetine bakmayız. Memleketine, milliyetine göre ayırımcılıkta bulunmayız.



Yaptığımız yardımlarımızı açık ve şeffaf yaparız. Listelerimizin bir kısmını yönetiminde bulunduğumuz Sosyal yardımlaşma vakfının araştırılmış listelerinden seçerek hazırlarız. Ayrıca bize müracaat edenlerin hakkında yaptığımız araştırmada uygun görülenlerle listelerimizi çoğaltırız. Bize yardım edenlere yaptıkları yardımın kime ulaştırıldığını yazılı olarak teşekkür yazımızla birlikte bildiririz.



Kafasında soru işareti belirenler her zaman Kızılay’a gelip akıllarına takılan sorulara cevap alabilirler.


Halkımız mütereddit olmakta haklıdır. Niceleri sivil toplum yöneticiliğinden ihya olmuştur. Sırtında ceketi yokken müthiş servetlerin sahibi olmuştur. Bu gibi kişilerde geçmişi bilindiği halde toplumdan saygı görmüştür. Kayırılmışlardır. Mevkileri yükselmiştir. Halkımız sütten ağzı yanınca yoğurdu üfleyerek içmekte haklıdır.



Durum bundan ibarettir. Erkekçe ortaya çıkmayan, kapı arkasında dedikodu yapıp ortalığı bulandırmaya çalışanlara ve bu asılsız dedikoduları duyup şüphelenenlere duyurulur.


25.09.2007

Hiç yorum yok: