9 Eylül 2007 Pazar

Ya Sabır Bunlarda Geçer

2007 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında yaşananları inanıyorum ki tarih ayrı bir başlıkta değerlendirecektir.Birilerine göre 40 yıllık kazanımlar suya düşmüştür. Birilerine göre ülkemize ileride biçilen gömlek yırtılmıştır.


Demokrasinin sonucu olarak, siyasetten gelen deneyimli bir dış işleri bakanı muhalefetin bütün tehditlerine rağmen şimdi Cumhurbaşkanı olmuştur. Bazıları benim cumhurbaşkanım değil diyor. Bazıları içine sindiremiyor. Bazıları ideolojisi benim ideolojimle bağdaşmıyor, bu bakımdan kendisine güvenmiyorum diyor. Sayın Gül ün yıllarca evvel söyledikleri deşiliyor. Değişti, değişmedi diye enine boyuna aylarca envai çeşit yorumlar yapılıyor. Merak ediyorum acaba neyi değişecekti. Namazımı bırakacaktı. İçkimi içecekti. Eşine bikinimi giydirecekti. Bıyıklarını kesip saçlarını arkada kuyruk mu yapacaktı. Neyini değiştirecekti. Sanıyor musunuz ki kendisini bir zamanlar devrimci olarak tanımlayıpta şimdi Atatürkçü geçinenler değişti. Asıl takiyyeyi onlar yapıyorlar. Bir söz vardır. "Kırk yıllık yani olmaz kani".


Ortada değişme diye bir şey yoktur. Sadece duruş vardır. Bence Sayın Cumhurbaşkanının değişmeye ihtiyacı yoktur. Bu kişi bu ülkede başbakanlık, dış işleri bakanlığı, Başbakan yardımcılığı yapmadı mı? Beş yıl hükümette icraatın içinde olmadı mı?



Şimdide tamamen demokratik yoldan Cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçim,herkesin sıkı sıkıya sarıldığı demokrasinin sonucu olmadı mı?
Yoksa demokrasi her zaman solun istediği neticelerimi vermeli idi? Daima bir solcumu zirvelerde olmalı idi? Bu muydu cumhuriyetin kazanımları. Manevi boyutu olanlar bu ülkenin ikinci sınıf insanlarımıydı? Onlar hep idare edilen mi olmalıydılar?
Böyle olmadığını bu ülkenin asıl sahibi olan halk gayet açık bir şekilde söylemedi mi?
Mesaj gayet açık değil mi?. İdare edenin olmazsa olmazı bu ülkenin vatandaşı olmasıdır. Bu ülkenin bütünlüğüne ihanet etmemiş olmasıdır. Liyakatli ve deneyimli olmasıdır. Makamı temsil edecek tahsil ve donanıma sahip olmasıdır.
Bunların hepsi Sayın Abdullah Gül de var mı?



Cevap: Evet var.


Öyleyse bütün aleyhte ve haddi aşan eleştirilere ya sabır.


Tüm çirkin davranışlara ya sabır.Yazılan tüm abuk sabuk yazılara ya sabır.


Yapılan ihtilal çağrışımlarına, hatta bu halden medet ummalara ya sabır.


Tabiî ki kolay değil.40 yıl mücadele vereceksiniz.Bazı makamları kale haline getireceksiniz. Aslında hiç sevmediğiniz ve mezarını sürekli istismar vasıtası haline getirdiğiniz insanı tüm tehditlerinizde kullandığınız halde bu sefer muvaffak olamamış olacaksınız. Sizin yerinizde kim olsa sinirlenir.


Anayasal güçleri de kullanamadınız. Özlediğiniz 12 Eylüllerde olmadı. Yurt dışından da kimse müdahale etmedi.
Hıncınızı da alamadınız. Yenilginin bu tür hezimete dönüşmesi de insanı tabi ki çileden çıkarır. Bunların hepsi doğaldır.
Diğer tarafta bizi millet yapan sessiz çoğunluk aynı vakur tavrı ile zamanını beklemiş, üstüne düşen görevi zamanı geldiğinde tam olarak yerine getirmiştir. Hiç bir boşluk bırakmamıştır.


Yasalarda yorumlanacak hiçbir aralıkta kalmamıştır.


Şimdi hazım zamanı. İşinize gelse de gelmese de içinize sindirme zamanı.


Benim içinse yorum farklı. Ben Sayın Cumhurbaşkanından farklı şeyler beklemiyorum. Hükümetten de farklı şeyler beklemiyorum. Korkanların korkularını da beklemiyorum. Bana göre şimdi işleri daha zor. Sorumlulukları daha da artmıştır. Sığınacakları hiçbir bahane yoktur. Karşılarında pireyi deve yapacak bir sürü muhalif vardır. Yazarından, çizerinden, politikacısından, memurundan, işçisinden, bürokratına kadar bir çok insan onları takiptedir. Solculara kalırsa işler böyle tıkırında yürümez. Buna dayanılmaz. Bu durum kabul edilemez. Onlar rövanşı almaya kaldıkları yerden devam edeceklerdir.


İktidara düşen görev ise özenle çalışmaktır. Utanmayacaklarını bile bile onları utandırmaya çalışmaktır.Yolsuzluklarla daha fazla mücadele etmektir. Belediyeleri daha dikkatle denetlemektir. Tarafsızlıktan uzaklaşmamaktır. Hak sahiplerine eşit davranmaktır. Siyasetten zengin olmayı prensip edinmemektir .Siyasete girince kısa zamanda zenginleşenin dokunulmazlığını kaldırmaktan, onların yasa önünde kendilerini aklamasından çekinmemektir. Dış düşmanlara karşı dik ve onurlu duruş sergilemektir. Adam gibi ülkeyi yönetmektir.


Şimdi söylenecek en iyi söz ise şudur;


Bu güne kadar neler geçmedi ki, bunlarda geçer.


06.09.2007

Hiç yorum yok: