14 Haziran 2007 Perşembe

Merhum Hayrettin Bey’in Ardından


İnsanlar ölmek için doğar, ölüme hazırlanmak için yaşarlar. Aslında insan için dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren geri sayım başlamıştır.


İnsanoğlu dünyaya gelmeden önce bulunduğu yerden memnun olup oradan hiç ayrılmak istemiyordu. İradesi dışında mekan değişikliği olunca baktı ki dünya varmış, hayat varmış geldiği hayat önceki hayata göre çok daha güzel ve yaşamaya değermiş. Bu hayata gelmek için öteki hayata veda etmek gerekiyormuş. Bir yerden ayrılmadan diğer yerde var olunmuyormuş.


Ölüm en hakiki gerçek, geleceği kesin fakat nerede, ne zaman, nasıl geleceği bilinmeyen bir gerçek. Burada akıllı insana düşen ölüme her zaman hazırlıklı olmaktır. Onun için özel bir hazırlık zamanı yoktur. ÖSS-OKS yada yazılı sınavları gibi belirli bir zamanı olmayınca hayatın bütününü her an ölüm gelecekmiş gibi ölüme hazır hale getirmek gerekir.


Dünyada yaptığımız hataların telafisi mümkündür. Ticarette zarar ettiyseniz sebeplerini araştırır önleminizi alırsınız. Sağlığınıza dikkat etmeyip hastalandıysanız tedbirinizi alırsınız. Hatanızı telafi edersiniz. Fakat öldükten sonra eyvah, keşke şunları yapsaydım veya yapmasaydım serzenişleri fayda etmez.


Hz. Ali (r.a) bir sözünde: “İnsanlar gaflet uykusundadır. Ölünce uyanırlar fakat iş işten geçmiş olur.” Önemli olan ölmeden önce uyanık olmaktır. Her gün her hafta
tanıdıklarımızdan, aile efradımızdan, sevdiklerimizden, bir yada bir kaçı aramızdan ayrılıyor? biz ölümün hep başkaları için olduğunu zannediyor ve hiç ibret almıyoruz. Cenaze defnedilip Kuran okunurken bile saygı gösterip Kuranı dinlemiyoruz.



Toplum olarak ölüme karşı çok duyarsız hale geldik. Yaz gelince kışa, kış gelince yaza hazırlık yaparız ama ölüme hazırlık yapmak aklımıza pek gelmez.


Ölüme hazırlık nasıl olur derseniz? Allah’a olan borçlarınızı ödüyor musunuz? Helale, harama, sevaba, günaha ne kadar dikkat ediyorsunuz? Daha önemlisi insanlara olan borçlarınızı zamanı gelince ödüyor musunuz? Yoksa bir hafta on günlüğüne aldığınız parayı aylarca hatta yıllarca bekletiyor muyuz?


İnsanlara verdiğimiz sözleri tutuyor muyuz? Ya da aldatmayı kandırmayı seviyor muyuz? Evinizde ve işyerinizde dürüst ve güvenilir bir insan mısınız? İnsanlar size ne kadar güveniyorlar? Siz onlara ne kadar güveniyorsunuz?


Tanıdığınız insanlardan yüzde kaçı size gönül huzuru ile borç para verir, ya da siz kaç kişiye borç para verirsiniz? Borç isteyene paranız olmadığı için mi yok dersiniz, zamanında alamayacağınız için mi?


Kul hakkı Allah’ın affetmediği büyük günahlardandır. Kaçımızın üzerinde kul hakkı yoktur.? Evet, her an ölüme hazırlıklı olmak lazım.


Önemli bir makam ve de mevkide olursanız cenazeniz ve taziyeniz çok kalabalık olur. Onlar kısa zaman sonra dağılır giderler. Siz amelinizle (sevap ve günahınızla) baş başa kalırsınız. O an eyvah dememek çok önemlidir.


Merhum İl Milli Eğitim Müdürümüz Hayrettin Gürsoy Bey bildiğimiz ve tanıdığımız kadarıyla iyi, dürüst ve inançlı bir insandı. Göreve geldiğinde Kocaeli de eğitim dibe vurmuştu. Göreve geldikten sonra eğitimde çıtayı bir hayli yukarılara çekti. Ayrıca ilimizde çok sayıda modern okul yapılmasında büyük katkısı oldu.


Eğitim camiası olarak Onun vefatından çok müteessir olduk. Camiamız için büyük bir kayıp oldu. Ona ve Onunla beraber hakka yürüyenlere Allah’tan rahmet sevenlerine ve eğitim camiamıza baş sağlığı diliyorum.


Ruhu şad, makamı cennet olsun.



04.06.2007

Hiç yorum yok: