2 Ekim 2008 Perşembe

Bayramlık Kefen

Irak; üç beş damla kan, gözyaşı; üç beş damla su..

Öyle bir vahşete çattık ki dayanmak zor doğrusu.

Geldi neo barbarlık, söndü milyonla ocak!

Siz; zulüm yardakçıları, sizi kim kurtaracak?

Üstad’ şair böyle diyor. Ya dertli şair Akif ümmetin halini görünce ne demiş: ‘Yattım ağladım, kalktım ağladım.’ Ben de çevrimiçinde işlenen işkence ve vahşet resimlerini görünce; baktım ağladım, yumruklarımı sıktım ağladım. “Zalimler için yaşasın Cehennem!

Kendime kızdım. Sadece buğz, o da Irak iklimine girdikçe.. Sendika, eğitim, çoluk – çocuk; sorunlar bitmiyor. Irak’a ne kadar ırağım. Oysa Bosna’ya, Filistin’e, Çeçenistan’a, ta Doğu Türkistan’a kadar ulaşmıştı ruhum. Bu zâfiyet neremden kaynaklanıyor?

Zulüm mazeret kabul etmiyor ama. Zulme rıza zulümdür, diyor. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, diyor. Zalime karşı koymak ibadettir, diyor. Müslümanlar bir bedenin uzuvları gibidir. Bir organ zarar görürse bütün vücut hasta olur, diyor.

Ramazan’da yedik içtik, Allah kabul etsin. Şimdi 10 günlük bayram ve bunlar aklımıza yine gelmeyecek. Oysa tarihin şahit olduğu en büyük katliamlardan biri yanı başımızda biz de vebal altına soka soka sürüyor.

Yarın, ahrette bizi bununla muaheze eder misin Allah’ım?İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi de helak eder misin Allah’ım?

Yok, yok; sahabeler görse ‘bunlar Müslüman değil’ derler doğrudan bize. Bizim Müslümanlığımız sandık Müslümanlığı. Seçimden seçime vicdan yapıştırıcısı. Gayrı hissiz, tepkisiz ve cesaretsiz. Sünepe mi sünepe, korkak mı korkak, cahil mi cühela..

İsmet Özel, ‘Müslümanın kafirle cihad edenine Türk denir’ derdi. Gelsin görsün Türk Milleti nasıl 3 maymundan ödül alıyor. Allah cem-i cümlemizi ıslah etsin.

Rabbim bayramları ümmet için necat kılsın. Amerikan askerlerine kendi postallarını mezar kılsın. Rabbim zulmü bütün müştemilatıyla kahretsin. Bizim ülkemizi eşdeğer belalardan korusun.      

Onlar ölüyorken,

Siz orada yoktunuz!

Ben gözlerini gördüm

Ölmüş bir çocuğun.

Yıpranmış bir gazetede

Annesini yanına yatırmışlardı

Annesini ölü sanmıştım!

Sonra annesi kalktı

Ağlamıyordu!

Çünkü suyu çekilmişti kuyusunun

 

Bir gözü yoktu.

Annesi çocuğunu kucaklamak için eğildi

Bütün anneler eğildi!

Sonra bir ses duydum.

Korkunç bir ses duydum

Dişliler dönüyordu

Kadın bütün seslerden kesilmişti!

Çocuk ölüydü zaten

Siz orada yoktunuz!

Ama ben gördüm

Bir tankın geldiğini.

 

Çocuğun esmer alnında kırmızı, küçük bir delik vard

Annesi karasinekleri uzaklaştırmaya çalışıyordu

Bütün anneler çalışıyordu

Sonra tank hızlandı

Askerlerin kahkahalarını duydum

 

Annesi bomboş size bakıyordu

Tank gittikçe hızlandı

Anne kaç diye bağırdım

Hiçbir şey duymuyordu

Askerler kahkahalar atıyordu

 

Annesi kucağında ölü çocuğu

Coni'lerin tankına döndü

Sonra anlamsızca gülümsed

Tank çığlık attı

Altına bu masumları alırken

Oysa annesi hiç bağırmadı

 

Tankın geçip gittiğini gördüm

Şimdi öbür gözü de yoktu

O gülümseyişinden başka

Çocuğun annesi öldü

Bütün anneler öldü!

Siz orada yoktunuz

Bütün bunlar olurken

Felluce'de bir sabah..

Mustafa Burak SEZER’in şiiri

Hiç yorum yok: