18 Ekim 2008 Cumartesi

Denge–2

Bu yazıma Aktütün karakolunda ve Diyarbakır’da şehit düşen asker ve polislerimizi rahmetle anıp ailelerine baş sağlığı dileyerek başlamak istiyorum.

Allah makamlarını cennet, derecelerini yüksek etsin.

Denge-1 deki yazımızın sonunu hatırlayarak başlayalım.

Maalesef bugün müslümanlar olarak hak ve hukuka saygı yönünden gayri müslümlerden çok geriyiz. İbrahim Ethem hazretleri bu durumu şöyle ifade ediyor.

Yamadık dünyamızı yırtarak dinimizden
Dünyada gitti dinde gitti elimizden.

Allah bizi böyle bir duruma düşmekten korusun.

Dünya hayatı sınırlı, ahiret hayatı ise süreklidir. Dünya ve ahiret için yatırım yaparken nerede ne kadar kalacağımızı da hesaba katmak zorundayız. Dünya sevgisi bize ahiret hayatını unutturmamalı dünya için ahireti ahiret için de dünyayı terk etmeyelim, dengeyi sağlayalım. Ayaklarımızın üzerine sağlam basalım.

Dünya ahiret dengesi bir insanın iki ayağı, iki eli, iki gözü gibidir. İkisinin varlığı dengedir. Birinin ihmal edilmesi dengeyi sarsar. Tek ayakla topal, tek gözle kör, tek elle de işe yaramaz hale gelir insan. Akıllı müslüman ahiretini kör, topal ve işe yaramaz hale getirmemelidir.

Aile huzuru bu ikisini dengede yürütmekten geçer. Aksi halde sıkıntı kaçınılmazdır.

Peygamberimiz(SAV) bir hadisinde müslümanların bu dengeyi dünya tarafına doğru bozacağını belirtiyor.

Ümmetim üzerine öyle bir zaman gelecekki beş şeyi sevip beş şeyi unutacaklar:

  1. Dünyayı sevip, ahireti unuturlar.
  2. Apartmanları sevip, kabirleri unuturlar.
  3. Malı (zenginliği) sevip, hesabı unuturlar.
  4. Hanımları sevip, hurileri unuturlar.
  5. Nefisleri sevip, Allah’ı unuturlar

 

İşte onlar benden bende onlardan uzağım.

Şimdi şöyle bir göz gezdirelim.
1- Bir günün yani 24 saatin ne kadarını dünya için ne kadarını ahiret için ayırıyoruz.

Oysa Allah(cc) 24 saatin 8 saatini dünya için 8 saatini ahiret için diğer 8 saatinide dünya ve ahiret işlerini aksatmamak için istirahat edelim diye yaratmıştır. Peki, biz ne yapıyoruz. İlahi taksimata uygun mu davranıyoruz?

2- 80-100 metrekare dairelere sığmayan bizler acaba 1,5-2 metrekare kabire sığacağımızı hiç aklımıza getiriyor muyuz ?

3- Kısa yoldan köşeyi dönüp zengin olmak için her yolu mübah görüp hak-hukuk emek, alınteri kul hakkını helali haramı düşünmeden asgari ücretle hatta onun altında bir ücretle sigortasız bir şekilde 10-12 saat işçi çalıştırıp paraları istifleyen müslüman işverenlerin yüzde kaçı bunun bir de hesabının olduğunu düşünüyor.

Allah Teala fakirimize kanaat zenginimize de insaf versin.

Hz. Ali (r.a) dünya ile ahiret hayatını bir erkeğin nikahlı iki hanımına benzetir. Hangisine meyledersen diğerini küstürürsün. Hiç birini küstürmemek için dikkatli ve dengeli hareket etmek gerekir.

İnsanların en uzun ömürlüsü bin senden fazla yaşayan Hz. Nuh (a.s)’a Cebrail (a.s) sorar:
Dünya hayatını nasıl buldun?
O da cevaben: “İki kapılı bir ev, kapının birinden girdim diğerinden çıktım” deyiverir.

Herkesin bu evde kalacağı süre farklıdır. Kimin ne kadar kalacağını kimse bilemez. Önemli olan bu süreyi Cenab-ı Hakkın rızasına uygun iman-ibadet ve güzel ahlak ile müslümana yakışır bir şekilde değerlendirmektir.

Ağlayarak gelinen bu dünyadan gülerek rabbimize doğru yürüyebilmektir. Büyüklerimiz dünyayı insanı Allah’tan alıkoyan herşey diye tarif etmişlerdir.

Çoluk çocuğun malın mülkün, makamın, mevkiin, şanın şöhretin seni gururlandırıp Allah’tan uzaklaştırmasın. Azrail ansızın gelip hayatını sonlandırdığı zaman eyvah! demenin hiç kimseye bir faydası olmaz.

Hz. Ali (r.a) insanlar dünya hayatında gaflet uykusundadırlar. Ölüp defnedilip sorgulanmak için Münker ve Nekir isimli melekleri gördüğünde kafasını merteğe çarparak gaflet uykusundan uyanır, aklı başına gelir ama geçmiş olsun iş işten geçer.

“Her nefis ölümü tadacaktır.” Ölüm aslında bir son değil sonsuzluğa açılan bir kapıdır. İnsan fıtratında da hiç ölmemek sonsuza dek yaşamak varya işte bu istek ölümle gerçekleşecektir.

Bir yerden ayrılmadan başka bir yerde var olmak mümkün değildir. Burada gerekli hazırlığı yapmadan ebedi âleme göç edenlerin durumunu Cenab-ı Hak şöyle bildiriyor:

“Yaleyleni künti turabba”

“Bu insanlar cehennemi görünce: Keşke insan değilde toprak olarak (yaratılsaydım)” derler.

Allah(cc) cümlemizi böyle bir sondan korusun.

Dünya ahiret dengesini sağlayan kullarından eylesin.

Anaların ağlamadığı, kadınların dul, babaların boynu bükük, çocukların yetim kalmadığı, kalplerin burkulup gözlerin yaş yerine kan akıtmadığı terörsüz günler temennisiyle

Allah’a emanet olun

Hiç yorum yok: