15 Ekim 2008 Çarşamba

Ben Nerede Yanlış Yaptım ‘Emice’

Çeyrek asırlık terör belamız var. Bazen ezdik geçtik, bazen elebaşını paketleyip teslim aldık ama bitmedi. Bitmez de..

İyi nişan almalı insan; kuklayı değil kuklacıyı vurmalı” demiş Malcom X. ‘Kahrolsun PKK’ sloganları değil ‘Kahrolsun Amerika’ sloganları kahreder PKK’yı. Hatırlarsanız, Hükümet ve Genelkurmay sert tavır koyunca sınırdışı etmişti terörist başını Suriye.

Hatta hangi ülkeye kaçtıysa o ülkenin eli yandı adeta.

Diyarbakır’da 92 - 93’lü yıllarda askerliğimizi yaparken takımıma ‘Silvan Apo’ya mezar olacak’ diye hiç bağırtmadım. Bizim muhatabımız terör itleri değildir. Bu örgütleri emperyal enstrüman olarak kullanan küresel güçlerdir. Savaşların aşırı maliyetli oluşundan dolayı bu bir kuraldır; düşük yoğunluklu ve kontrol edilebilir çatışma stratejileri uygulanır.

Amaç o ülkeyi ya teslim almak ya da diz çöktürmektir. Muavenet’ten Çuval’a bu işin akışı budur. Ülke içinde faili meçhul cinayetler oluyor ve bulunamıyorsa sahibi dışarıdadır.

Dağdakini ovaya indirme, pişmanlık kapsamını cinayet işleyenlere bile açma, Güneydoğu sorununu ekonomik geri kalmışlık yada haklar ve özgürlükler sorunu sanma, kimi zaman popülist ‘Kürt kimliğini tanıma’, teröre karşı ABD’den istihbarat ve İsrail’den de destek umma bizi her şehit cenazesi geldiğinde işte böyle kara kara düşündürür.

Hiçbir şey 17 pırlanta civanı geri getirmez. Tek teselli, Allah’ın onları katına alması ve şefaatlerine bizleri muhtaç etmesidir. İyi de on’lu rakamlara şehit olan askerlerimiz terörün bitmesi noktasında bizi tetikliyor mu, tedbir almaya sürüklüyor mu? Hayır, sadece kararlılık mesajları ve intikam yeminleri ediyoruz.

Peki, iktidar – muhalefet – medya kavgalarında kullanılan aşağılayıcı kelimeleri hiç terör için kullandılar mı? Birbirine ‘şerefsiz’ diyen siyasetçiler bir kere olsun bunu Bush için, Barzani için, Talabani için hatta ve hatta Teröristbaşı için demişler mi? Kimden ve neyden çekiniyorsunuz?

Onlar kâfirlere karşı şedit, müminlere karşı ise şefkatlidirler” hükmü bizim için değil mi?

Aldığımız Amerikan, İngiliz ve İsrail ürünlerinin bize veya kardeşlerimize silah ve zulüm olarak döndüğünü ne kadar kavradık bilmem ama Irak’ın kuzeyini imar eden bizimkilerin bu teröre bilerek ya da bilmeyerek katkı sağladığını kavrayabiliyor muyuz?

Kandil Dağı’nın elektriği hangi ülkeden veriliyor? Barzani’nin GAP bölgesinde kaç şirketi var? Bu şirketlerle hangi siyasetçilerimiz ve hangi işadamlarımız ortak, Leyla Zana’nın adaletçe verilmiş hükmünü AB baskısıyla biz kaldırmadık mı? Hergün meclisten devlete meydan okuyan ve şimdilerde Türk Milleti’ne bile sövme noktasına gelen PKK Uzantısı Parti’nin vekillerine ‘Höst’ diyen oldu mu?

Yönetmek ekonomiden ibaret midir ki? Askerliğini ABD’de gemilerde yapan oğullarımız İngiltere Prensi kadar cesaret gösterip Güneydoğu’ya gidebiliyor mu? Büyük şehirlerdeki bombalı kitlesel eylemlerde reklâm olmasın diye anmadığınız PKK’nın ismini şehit cenazelerinde niçin koroyla beraber anmakta beis görmüyorsunuz.

Tamam, bayrak asalım, tepki gösterelim. ’Alın bizi de askere’ diyelim. İyi de hiç sorgulamayalım mı? Memleketin yarısı olarak oy vermişiz, hesap sormayalım mı? Yoksa kime soracağız ki?

İpsiz Recep’in dizisi TV’lerde; torunu nerde? Teröristler dışarıda terörle mücadele edenler nerde? Ya biz nerdeyiz?

 

Hiç yorum yok: