12 Haziran 2008 Perşembe

Vatikanla İşbirliği ve Milli İrade

Aydınlar Ocaklarının 30. Şur’ası İnegöl Aydınlar Ocağımızın evsahipliğinde yapıldı. Şur’aya iştirakin yüksek ve katkının da özlenen seviyede olduğu dikkat çekti. Şur’ayı düzenleyen İnegöl Ocağımızın yöneticilerine ve Başkan Sayın Hasan Ateşoğlu’na teşekkür ederiz.

Şur’alar Ocaklarımızı bir araya getiren kaynaştıran, durum değerlendirmesi yapma imkanı veren fırsatlardır. Geniş bilgi; ülke ve dünya sorunlarıyla ilgili görüş ve tekliflerimizin yer aldığı sonuç bildirisinden elde edilebilir. (www.aydinlarocagi.org )

* * *

Geçenlerde Balkanlarda ve Bosna’da olup bitenleri yakından görme fırsatını elde etmiştik. Kosova’dan Bosna’ya kadar İslâm ve Türk düşmanlığı propagandası yürürlüktedir. Kosova’da hediye altın haçlar dağıtılmaktadır. Çağımızın irtica merkezi haline gelen Vatikan kaynaklı çirkin misyonerlik oyunları ve bu yolda yapılanları dikkatle izledik. Vatikan-ABD işbirliğini ibretle seyrettik. Bunlardan ders almak gerekir. Avrupa’da yükselen ırkçılık ve İslâm düşmanlığı, Türkiye karşıtlığı ile hilâl-haç mücadelesi körüklenmektedir. Orta Avrupa, yeni çalkantılara gebedir.

Türkiye’de çokkültürlülük ve farklılıkların kutsallaştırılması dayatılır ve yeni azınlıklar yaratılmaya çalışılırken; Bosna’daki dindaşlarımız Osmanlının devamı ve Türk oldukları için şehit ediliyordu. Bosna’da mahallelerin ve stadların Müslüman mezarlığı haline gelmiş olması düşündürücüdür.

Vatikan’la diyalog oyunlarına girenler, Papaya gönderdikleri mektupla “Papanın misyonuna ortak olmak isteyenler” kime hizmet etmektedirler? Bu tek taraflı ve İslâm’ı, Müslümanları devşirmeye dönük tezgâhlar, Bosna’da ve diğer bölgelerde şehit düşmüş her bir Müslümana hakarettir. Müslüman kanı dökenlerle, buna geniş destek olanlarla bir araya bile gelinmez. Papanın Türkiye ziyaretine karşı yapılan protestoların ne kadar haklı ve gerekli olduğu, Bosna ve Kosova görülünce daha iyi anlaşılmaktadır. Hiçbir din, kin, nefret ve düşmanlık tohumları ekilsin diye gönderilmemiştir. Ama, Vatikan herhalde bunun bir istisnasıdır.

Diyalog oyunlarının içinde olanlar, Türkçenin seçimlik ders olduğu ve çok az öğrenci tarafından seçildiği, sözde Türk okullarını öne çıkaranlar, Olimpiyat anlayışıyla bağdaşmayan törenler yapıp kamuoyunu yanıltmak isteyenler fark edilmelidir. Türk okulunda Türkçe zorunlu ders olur. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın okullarında olduğu gibi… Bunları aynı kefeye koymak ve gerçekleri örtmek bazı köşe yazarlarına hiç yakışmamıştır.

* * *

Son yıllarda Çanakkale Şehitliğine yapılan ziyaretler oldukça arttı. Türk tarihinin ihtişamını sergileyen Avrupa’ya insan hakları, hakça ve adil bir düzen götüren ecdadımızın öncülüğünü yapan mehter de sürekli öne çıkarılıyor.

Bunlardan mutlu olmamak mümkün değil. Ancak, son yıllarda verilen tavizler, şeref ve gurur kırıcı, utandırıcı gelişmeleri ve teslimiyetçiliği gördükçe; acaba bu artan şehitlik ziyaretleri ortak bir utancı gizlemek ve şehitlerden özür dilemek için mi yapılıyor sorusunu akla getiriyor.

* * *

Dışişleri Bakanının dışarıda yaptığı ve sadece Hıristiyanların değil; Müslümanların da Türkiye’de önemli sorunlarının bulunduğunu ifade eden beyanı çok çirkin olmuştur. Bazıları milli devlet ve Cumhuriyetle olan kavgalarına İslam’ı da bulaştırarak dışardan şefaat beklemektedirler. Kendi sorunları ülkemizdeki bütün Müslümanların sorunları değildir.

Türkiye’deki sorun; bazı siyasilerin demokrasiyi yıpratma, hukuk devleti yerine parti devleti kurma ve bir yerlerden rövanş alma sorunudur. Bu inat ve kavgacı üslup istikrarı zedelemektedir. Milli irade sadece sandık sonuçlarıyla ölçülemez. Sandıktan ülkeyi kimin yöneteceği sonucu çıkar ve buna da saygılı olunur. Ancak, milli iradenin daha kapsamlı bir yanı vardır ki; o da o devletin temel kuruluş felsefesine, devlet olma varlığına saygıdır ve bağlılıktır. Bu temeli yıpratmamaktır. İradenin milliliği asıl burada aranmalıdır.

Hiç yorum yok: