20 Ocak 2009 Salı

İş Yapmak mı? Gönül Yapmak mı?

Partiler adaylarını kesinleştirmeye başladı.Bir çok partinin adayları tamamlandı. Bazılarınınki ise bugün yarın tamamlanır. Partiler bazı Belediye başkanlarını tekrar aday gösterdi. Bazılarını ise aday göstermedi. Tekrar aday gösterilenlerin, tekrar aday gösterilmeyenlerle aralarındaki fark daha çok iş becerisi değildir. İşi zaten profesyonel kadro yapıyor. Teklifleri başkanın önüne getiriyorlar. Başkanda önüne getirileni onaylıyor veya onaylamıyor.

Bazı başkanlar eskisi gibi Ankaralarda para peşinde koşturmuyor. Bakanlığın projelere ayırdığı fondan nasıl bir incelik yaparımda belediyeme daha çok kaynak aktarırım diye çabalamıyor. Maliye Bakanının, mahalli idareler genel müdürünün peşinde koşturmuyor. Başbakanı kaynak temini için günlerce, hatta aylarca kovalamıyor. Şıkır şıkır gelen kaynakları harcıyor. Bazen de fazla gelen kaynakları har vurup harman  savurup duruyor. Çünkü zamanının çoğunu düğüne, eğlenceye, basına daha çok çıkma yarışına harcıyor. Asıl işini yapamıyor. Bir taraftan sosyalleşme adına düğün dernek kaçırmazken diğer taraftan vatandaşın taleplerini karşılamakta çok acımasız davranıyor.

Belediye başkanı her talebi tabii ki olumlu olarak karşılayamaz. Muhakkak ki yerine getiremeyecekleri olacaktır. Fakat bunları yerine getirememe esnasında vatandaşa takındığı tavır çok önemlidir. Vatandaşa işinin olamama sebeplerini güzellikle izah ederek gönlünü almak çok önemlidir.

Belediye Başkanları yaptığı işlerin çokluğu ile yeniden seçilmiyor. Kazandığı gönüllerin çokluğu ile yeniden seçiliyor.

Her görevin bir sonu vardır. Hiç bir görev sonsuz değildir.

Belediye başkanları koltuklara hizmet adına aday oluyorlar. Vatandaşa kapılarının ardına kadar açık olduğundan bahsediyorlar. Adaletten, dürüstlükten bahsediyorlar. Vatandaşa oy için adeta yalvarıyorlar. Seçildikten sonra bir kısmı dününü unutuyor. Bazıları vatandaşla içi içe olurken, bazıları belediye duvarlarını kale duvarı sanıyor. Vaatlerde bulunduğu, oy isterken şekilden şekle girdiği vatandaşına karşı arasına kalın duvarlar örüyor. Mesafeler koyuyor.

Demek ki yeniden seçilmenin yolu, ödül kazanmaktan değil  gönül kazanmaktan geçiyormuş.

Hizmet bu alemde iz bırakmak için, öbür alemde sevap kazanmak için yapılır.

En büyük insan, insanlara hakkıyla hizmet eden insandır.

Adaletsiz davranan, hısım akraba kayıran, kin ve nefretle dost arkadaş dinlemeden onları mağdur eden, kendi ile kavgalı olduğu halde, barışık lafları eden, toplumun her kesimi ile ters düşen insanları günü geldiğinde kapının önüne koyarlar.

Yapılanların siyasette cevabı bu ise de, halkın cevabı henüz bu kişilerce hissedilmemiştir. Halk bu işi bu kadar kısa kesmez. Zannetmeyin ki yeniden aday olamadınız diye mağdur ettiklerinizle aranızdaki hesap kapanacak. Zaman zaman onlarla karşılaşacaksınız. Aradan geçen zaman içinde siz onları unuttuğunuz halde onlar sizi unutmamış olacaklar. Alacağınız tepkileri şimdiden görür gibiyim. On sene belediyecilik yaptım. Benim tanımadığım veya aradan geçen zamanda simalarını  unuttuğum bazı insanlarla karşılaştığımda; "Ben sizi belediyeciliğinizden tanıyorum." dediklerinde yüreğim hopluyor. Acaba bu adamın bir işini görmedikte kendisini incittik. Şimdi milletin içinde sitemmi edecek diye terliyorum. Çok şükür şimdiye kadar hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım. Hep dua ettiler. İsterim ki görevi bitenler  içinde böyle olsun. Tersi olursa emin olun bu azap çekilmez.

Kabir azabı gibi bir türlü bitmez.

Not: Görevini hakkı ile yapıp ta tekrar aday olamayanlar, halkın gözünde hak ettikleri değeri yaşayarak görürler. Onlar mutlu insanlardır.

Hiç yorum yok: