18 Ocak 2009 Pazar

Yanlızlığın Kucağındaki Gazze

Dünya, büyük bir vicdan imtihanını çok kötü geçiriyor.

Soru; (Müslüman) Çocukların katledilmesi normal midir?

Gerçek vicdan sahiplerinin soruya cevabı, elbette ASLA' dır.

Hem de en yüksek perdeden.

Ancak parantezin içindekinden dolayı, Yahudi, Yahudi asıllı vb. tüm Yahudi türevleri ve Hıristiyan âlemi için soruya YANLIŞ cevap verilmektedir.

Çünkü bu zevatların nazarında bir kişinin Müslüman olması, katledilmesi için yeterli sebep ve çocuk olması, kadın olması da hiç fark etmiyor.

Başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın tüm BARIŞ bezirgânlarının suskunluğu bundandır.

ABD'nin alenen VUR demesinin sebebi de bundandır.

Hepimiz duymuşuzdur;

Eskiden savaş alanlarında yeşil sarıklılar görülürdü, havuzlarda şehitlerimizi temsilen savaşan yaralı balıkların varlıkları konuşulurdu.

Hatırlıyorum da, sanıyorum 1980'li yıllardı. ABD askerleri, İran'daki esirlerini kurtarmak için harekete geçmiş ve ABD Helikopterleri havada çarpıştığından dolayı, hareket hezimete uğramıştı.

Son akıl almaz olaylardan biri de, Beş Parmak Tepesindeki Tank...

Bu galiba son kerametti.

Şunu demek istiyorum;

Acaba o zaman dualarımız kabul görüyordu da, şimdi artık kabul görmüyor mu?

Çok mu günahkâr olduk?

Öyle ya, İslam ülkelerinde İslami kurallar yasaklanıyor,

İslami yaşantı sürdürenler Devlet kapılarından kovuluyor,

Ülke Kamusal alan, şahsi alan, özel alan vs adında parsellenerek, inancı doğrultusunda hareket edenler, bu alanların tümüne girme hürriyetinden mahrum bırakılıyor.

Kazançlarımızın içinde rüşvet var, faiz var, yetim hakkı var, Serhat DUYAR kardeşimin yazdığı gibi Talih Kuşu(!) var.

Komşumuzun aç mı, tok mu'ya gelince;

Komşumuzla tanışmıyoruz ki...

Hal böyle olunca "Neden dualarımız kabul olmuyor" sorusunun cevabı da kendiliğinden ortaya çıkıyor galiba.

Ancak, hiç bıkmadan, usanmadan önce tövbe, sonra dua etmeye devam etmeliyiz.

Bu arada Yahudi katillerin kullandıkları teknolojiyi de göz ardı etmemek gerek.

Allah'ın sevgisini, rızasını, affını kazanma gayretinin yanında, verdiği akıl nimetini de müspet doğrultuda kullanmak suretiyle, teknolojik alanda da kendimizi geliştirmemiz lazım.

İşte o zaman katledilen masum bebeklerin katliamını durdurmamız mümkün olacaktır.

Ve o zaman, katliamı durdurmak için gayri Müslimlerin kapısında merhamet dilenmemize de gerek kalmayacaktır.

O zaman bebeklerin aşağıdaki çığlıklarını değil, sevinç naralarını duyacağız;

Yaşamak adına hayallerim küçüktü,

Üzerime düşen bomba, benden büyüktü.

Bomba değil üzerime, güller yağaydı,

O bomba bana değil, tüm insanlığaydı.

Hiç yorum yok: