18 Nisan 2009 Cumartesi

Obama’nın Ziyareti

Günlerdir heyecanla ülkemize gelmesi beklenen ABD yeni başkanı Obama nihayet geldi. Obama'nın yaptığı ziyaret hakkında medyada birçok yorumlar yapıldı. Yapılan yorumlara binaen ben de bazı görüşlerimi ifade etmek istiyorum.

Dikkat edilirse ülkemizi ziyaret eden yabancı devlet adamlarının özellikle son zamanlarda gösterdikleri en önemli tavır başta başbakan olmak üzere diğer devlet adamlarına yaptıkları kişisel iltifatlar ve samimiyettir.

Nitekim Obama da geldiğinde ilk önce başbakana iltifat etmiş daha sonrada samimi bir şekilde el sıkmıştır. Obama'nın diğer devlet başkanlarından farkı ise toplumun her kesimine sempatik gelecek tavırlar sergilemesidir.

Başta Anıtkabir ziyaretinde anıtkabir defterine yazdıkları, daha sonra mecliste yaptığı konuşma ve İstanbul'a geldiğinde ziyaret ettiği yerlerdeki tavırları kanaatimce son zamanlarda ülkemizde var olan ABD karşıtlığını yumuşatmak için yapılan hamlelerdir.

Samimi hareketler birçoğumuz tarafından ülke meselelerine destek şeklinde görülse de konuşmalarından anlaşılmaktadır ki meselelerimize yaklaşım tarzı değişmemektedir.

Zira Obama samimi hareketlerine rağmen Ermeni meselesi söz konusu olduğunda başkan olmadan önceki fikrinin arkasında olduğunu yani soykırım yapıldığını düşündüğünü fakat mühim olanın bizim atacağımız adımlar olduğunu söyleyerek konu hakkında bizden istenen Ermenistan'a sınır açma, ilişkileri sıkılaştırma gibi girişimleri yapmamız gerektiğini ima etmiştir. Kuzey Irak ve PKK konusunda da net bir tavır göstermeyerek yuvarlak cümlelerle geçiştirmiştir.

Anlaşılan o dur ki dışarıda ülkemize dair yeni bir imaj oturmuştur.  Bu imaj karşılıklı görüşmelerde samimiyet gösterip istenilen taleplerin elde edileceği biçimindedir. Mesela İtalya Başbakanı ile "samimi görüntüler" bize bir telekom şirketine mal olmuştur. Aynı şekilde Yunanistan Başbakanı ile "iyi ilişkiler" yerel bir bankanın kendilerine satılmasına sebep olmuştur.

Kanaatimce Obama'nın "samimiyeti" de bize Afganistan'a asker göndermeye mal olacaktır. Kendilerinin baş edemeyip batağa saplandıkları yere, bize karşı herhangi bir düşmanlığı olmayan ayrıca soydaşlarımızın da yaşadığı bir bölgeye asker gönderilmesi hem stratejik yönden hem de ülke geleceğimiz için kötü sonuçlar doğurabilir.

Tüm bu tablonun neticesinde belirtmek gerekir ki, ülke geleceğini dağıtılan kömüre ve beyaz eşyaya göre belirlersek, dış politikadaki meselelerimizi görünüşteki samimiyete göre halletmeye çalışırsak yakın bir gelecekte parçalanmış bir ülkeye ev sahipliği yapabiliriz!

İyi Haftalar...

Hiç yorum yok: