"Beş duyu organımızdan biri ile algılayamadığımız, ancak inanç ve his ile algılayabildiğimiz, kavram ve varlıklara soyut denilir."
Sık sık makalelerde ve çevremizde bazı kişilerin "Biz Türkler soyut düşünemiyoruz. Düşünse idik durumlar böyle olmazdı." Gibi lafları duyarız veya okuruz. Soyut düşünmedeki kabiliyetsizliğimiz sadece biz Türklere ait özellik değildir. Dünyada soyut düşünce fukarası bir sürü millet vardır. Biz Türkler ise soyut düşünme konusunda o kadar kötü değiliz aslında soyut düşünce konusunda önde giden milletlerden sayılırız. Soyut düşünme kavramının son yüzyıllarda bizde yerleşememesinin birçok nedeni vardır.
Önce Soyut nedir? Soyut düşünce nedir? ona bakmamız gerekir. Soyut bir soyutlamanın neticesinde ortaya çıkan şeydir. Zihnin bir varlığı yahut bir şeyi, gerçekte onunla birleşmiş halde bulunan diğer niteliklerini bir yana bırakarak sadece bir niteliği ile kavraması olayıdır. Yani zihnin, nesne ile ilgili nitelikleri nesneden ayırarak kavramasıdır. Somut fikir ise, her şeyin niteliklerinin birlikte kavranışıdır. Elmanın sadece rengini bütün diğer niteliklerden ayrı olarak düşündüğümde soyut, elmanın kokusunu, rengini, ağırlığını, şeklini aynı anda düşündüğümde ise somut düşünmüş olurum.(Prof. Dr. Ziya FİLİZOK)
İlkokullarda öğretirler Somut isimler: beş duyu organlarımızla kavranan varlıkları gösteren isimler. Soyut isimler: beş duyu organımızla kavrayamadığımız akılla kavrayabileceğimiz isimlere soyut isimler denir. İlköğretimde görülen bu soyut ve somut kavramı öğrencilere ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretimde imtihanlarda devamlı sorulur. Öğrenciler bu kavramlarda genellikle çok zorlanırlar. Çünkü aynı kelime, farklı ilim dallarına, farklı disiplinlere göre, soyut ve somut kavramları birbirine karışır. Bu kavramlar her zaman mutlak kavramlar değildir göreceli kavramlardır. Bu düşüncelerin öğrencilere kavratılması çok önemlidir. Klasik bilimler bize soyutlamanın anlam fakirleşmesine rol açtığını söyler. Ancak modern bilim ise tam tersi anlam zenginleşmesine sebep olduğunu söyler. Biz bunu bizzat da günümüzde görüyoruz. Batı toplumlarında soyut düşünce yaygındır.
Soyutlama bir kavramın ilişkili olduğu nesnelerden ayırıp onu tekil olarak düşünüp, onu genelleştirerek daha geniş bir ortam hazırlanarak yeni farklı kavramlar oluşturmak için özgün yapısının çıkarılma işlemidir. Hepimizin iyi bildiği mecaz kullanılarak yazılan şiirler fıkralar ve atasözlerini kavramak ancak soyut düşünce ile mümkün olabilir. Bazen arkadaşlar arasında anlatılan mecazi bir olayı bazı arkadaşlar anlamadı mı? veya farklı yorumladığı zaman "jeton düşmedi mi?" diye ifade ederiz. Soyut düşüncenin yaygınlaşamaması aslında soyut kavramların öğrenmesindeki ve özümsenmesindeki zorluklardır. Kesinlikle ama kesinlikle soyut kavramların öğretildiği, geliştirildiği bir eğitim ve öğretim metodolojisi izlenmesi gerekir.
Soyut düşünce ne sağlar? Özgür ve özgün düşünceyi geliştirir. Düşünme kabiliyetini artırırı buna bağlı olarak sorgulayıcı bir kafa yapısı oluşturur. Hayal gücünü artırır. Soyut düşüncenin geliştiği yerlerde keşifler olur. Kaliteli bilim ve sanat insanları ortaya çıkar. Farklı sanatlar, bilim ve kültür zenginliği oluşur. Dilde, anlatımda, edebiyatta, resimde, heykelde, müzikte, mimaride, felsefede, mantıkta, çevrede, yönetimde farklı sanat dallarında ciddi farklılıklar müspet gelişmeler oluşur.
Türk milleti ne zaman soyut düşünenler tarafından yönetildiğinde dünyada lider konumuna gelmiştir. Lider konumlarında iken bilimde, teknikte, tıpta, felsefede, astrolojide, mimaride, edebiyatta, sosyolojide ve birçok alanda insanlığa büyük hizmetler üretmişlerdir.
Dünyayı gelişmiş soyut düşünebilme yeteneği olan halk topluluklarının çoğunluk olduğu toplumlar ve yöneticilerden oluşan milletler yönetir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder