Muhsin başkanın helikopter kazasını ilk duyduğumda bu veda onun hayatına yakışan bir veda dedim içimden.
Evet vefatınla sağladın o BÜYÜK BİRLİĞİ.
Darbenin postuna da, modernine de , e'sine de, z'sine de hep karşıydın.
"Türkiye İran olmaz, Arabistan olmaz. Ama Türkiye'nin Suriye olmasına da biz müsaade etmeyiz. " diyen gene sendin.
Muhsin başkanın vefatı genel merkez tarafından açıklanınca ebedi istirahatgahının Sivas'ta olacağını düşünmüştüm. Sonra Kahramanmaraş veya Sivas olacağı söylendi. Sivas bana hep yakın durdu. Sonra Ankara olacağı söylendi, oldum olası Ankara'ya ısınamamışımdır. Birde anıt mezar lafları dolaşınca gönlüm onu anıtmezarla bağdaştıramıyordu. Onu beton yığınları arasında şekillendiremedim. Bir türlü gönül taşlarım oturmuyordu ki. Muhsin başkanın Ankara'da Taceddin Dergahı'na defnedileceği söylendi. Her şey cuk oturdu beynimde. Taceddin Dergahı'na sevindiğimden daha çok belki de Muhsin başkan yokken bu isabetli kararın alınmasına sevinmişimdir. Birde artık Ankara soğuk gelmedi bana.
Tv 'den vefatı duyunca hanımım Rafiye Ankara'ya cenazeye gelmek istediğini söyledi bana. Henüz 6. Sınıfa giden oğlum Osman Rıza'ya sordum evet baba bende gelmek istiyorum dedi. 4 ve 2. Sınıfa giden Ayşenur ve Fatmanur gitmemize isyan etti ama. Kızları bişekilde razı ettik.
Yolda giderken hanım bana Osman Rıza'nın bana bişey söylemek istediğini söyledi. Söyle oğlum dedim. "Baba bu otobüste en küçük ALPEREN ben oluyorum." dedi. Oysa ben ona ALPEREN'likle ilgili pek bir şey anlatmamıştım. Tabi bu işi kendisinin kavramasına ayrıca çok mutlu oldum.
Hayatta en mutlu olduğum üç şey vardır. 1. Oğlum Osman Rıza ile beraber kıldığım ilk namaz. 2. Oğlumla ilk halkaya oturuşum. 3. İse oğlumun Ankara dönüşü Ahsen amcasının da olduğu karede fotoğraf çektirirken ilk alperen selamını vermesi. ALPEREN selamını da ben öğretmemiştim ama bir yerlerden öğrenmiş kerata.
Sen bir türlü kendini anlatamayan ve vicdanlarda hep sorgulanan ülkücüleri, milletin gözünde vefatınla akladın. Çocuğuna "Aman çocuğum liseye, üniversiteye giderken sağa, sola, derneğe, vakıfa takılma zarar görürsün." diyen anne babalar. Belki bundan sonra çocuğunu, okula yazdırırken öğretmene teslim eder gibi ÜLKÜ OCAKLARI, ALPEREN OCAKLARI temsilcilerine teslim edecekler.
Sen Mamak zindanlarında üşüdün, ruhunu teslim ederken de üşüdün.
Ama son yolculuğuna giderken bile sıcak bir bahar günü Ankara'da bizi ısıttın.
Aslında sen hiç üşümedin, fakat biz onu anlayamadık.
Balıkesir eski Milletvekili Doç. Dr. Hüseyin Kalkan, Rıza Güven Usta, oğlu ve İzmit kafilesi dönüş yolunda
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder