8 Mart 2009 Pazar

Türkiye Vatandaşlarının Yapması Gerekenler

1-      Önce kendisini yaşı ne olursa olsun, kültürel olarak geliştirmesi gerekir. Kitap okumak, öncelikle tarihimizi çok iyi bilmek, ülke gerçeklerini öğrenmek bakımından.

2-      Atatürk'ün ölümünden sonraki süreci, özellikle 1945'den sonraki zaman dilimini 1980 ve 2002 sonralarını çok iyi inceleyip değerlendirmek gerekir: Atatürkçülük, Kemalizmin ilkelerinin, devrimlerinin yapılmasının emperyalizmin dış ve iç uşaklarınca nasıl ortadan kaldırılmağa çalışıldığını çok iyi anlamalıyız. Bunları, etrafımızda bulunanlara olabildiğince anlatabilmeli ve tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekmeliyiz.

3-      Turgut Özakman'ın "Çılgın Türkler", "Diriliş - Çanakkale" kitaplarının, Metin Aydoğan'ın "Türkiye Nereye Gidiyor?", Metin Aydoğan'ın "Atatürk - Türk Devrimi", Prof. Dr. Erol Manisalı'nın "Türkiyenin Askersiz İşgali" vb gibi ulusal bilinci, Atatürk'e sevgi ve saygıyı, Türk olmanın gururunu yaşatan kitapları muhakkak okumalıyız ne olabildiğince fazla kişiye "okutturmalıyız". Bütçemizi zorlayacak bu kitapları gençlere hediye etmeliyiz.

4-      Bu ülke, bu vatan, bu bayrak için çarpışmış kahramanlarımızdan hayatta kalıp "gazi olmuşlarca", şehit olanların ailelerine sahip çıkmalıyız. Onları ziyaret etmeli, elimizden gelen manevi ve maddi katkıları sağlamalıyız. Bu anlamda TSK Mehmetçik Vakfını çok katkı vermeliyiz.

5-      Her ortamda Atatürk'e sahip çıkmalıyız. "Onu unutturmak" isteyen düşmanlarımıza karşı, Atatürk rozetlerimizi yakalarımızdan eksik etmemeliyiz, bulunduğumuz, çalıştığımız ortamlarda Atatürk Posterlerini, tablolarını, heykellerini muhakkak bulundurmalıyız. Çünkü düşmanlırımız onun resmini bile görünce "korkuyorlar" bunun için "her yerde neden onun resmi var, onları kaldırmak gerek" gibi alçakça ifadeler kullanıyorlar. Yetişen genç nesillere "Atatürk'e sahip çıkmak" bilincini yerleştirmeliyiz.

6-      Türk Tarihini çok iyi bilmemiz gerektiğini, yaklaşık 5000 yıllık (bir diğer görüşe göre on bin yıllık) köklü devletler kurduğumuzun bilinci ve bilgisi içinde olmamızı hiç bir zaman unutmamalıyız. Türklerin doğuş destanı olan Ergenekon destanının, bugün yeniden yazılacağından "korkanların" karşısında bir ve beraber olmalıyız. Emperyalistlerin Türkiye'ye egemen olmayı, bölüp parçalamayı amaçlayan oyunlara karşı koymalıyız.

7-      Türk milletinin çok büyük çoğunluğunun sahip olduğu "İslam dininin kitabı olan "Kuran'ı" kendi dilimiz olan Türkçe'de okumalı ve çevremizdekilerin de öz türkçemize yazılan kitapları okumalarını sağlamalıyız. Bu anlamda Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün yazdığı kitapları okumak hem gerçek dinimizi öğrenebiliriz, hem de insanlarımızın nasıl "Allah ile aldatıldıklarını" çok daha iyi anlayabiliriz. Gerici, bağnaz, köktendinci insanların kurdukları "kul yetiştiren", "ulusal bilinçsiz, insanlar yaratan" çoğunlukla dışarıdan destekli tarikat tipi grupların yıkıcı faaliyetlerini ancak "dinimizi çok iyi bilerek, çok iyi anlatarak" önleyebiliriz. Bu tip gruplar genelde emperyalist dış çevrelerce, ülkeyi bölücü, Türkmlüğü parçalayıcı amaçlar için kullanılmaktadır. Kendimizi bu konularda da yetiştirerek, etrafımızı "aydınlatmalıyız".

8-      Bir ülkeyi parçalamada en etkin araçlardan biri de o ulusun dilini bozmak ve yabancılaştırmaktır. Bu konuda üzülerek söylemek gerekirse, çok büyük bir yabancı dil istilası yaşamaktayız. Birçok kent, birçok sokakta işyelerinin adları "yabancı dilde"dir, birçok gazete, dergi, TV de öztürkçe olması gereken adlar bile yabancı adlarla verilmektedir. Dilimize bile giren yabancı adlarla verilmektedir. Hadi bay, bay! vb. Eğitim kurumlarımızda İngilizce adeta Türkçeyi 2'nci plana itmiştir. Türk vatandaşları bu konunun öneminin bilincinde olmalıdır. Bunun için de Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun "By by Türkçe" kitabını okumalıdırlar. Gücümüz oranında etrafımızdakileri bu konularda uyarmalı, vicdanımıza uymamakta direnenlere biz de karşıt önlemler almalıyız. Örneğin, yabancı adlı iş yerlerinde alışveriş yapmamalıyız bu konuda dikkat göstermeyen kurumları telefonla, belgegeçerle, e-mail ile göndereceğimiz mesajlarda sürekli uyarmalıyız. Bu tip eylemler "vatandaşlık" görevidir, "medeni cesaret" sahibi olmanın gereğidir.

9-      Ülkeyi soyanlara, yakanlara devletin olanaklarını kullanarak zengin edenleri, vatandaşın hakkını yiyenleri, hukukunu çiğneyenleri sözlü veya yazılı sürekyi protesto etmeliyiz. Bu tip ibretlik olayları daha çok insana duyurmalıyız. Yandaş sözlü ve yazılı medyanın bu tip yolsuzlukları duyurması karşısında bu tip konuları devamlı uyarmalıyız. Hırsızları, işbirlikçileri her yerde deşifre etmeliyiz. "Çaldılar ama birmşeyler yaptılar" gibi çok yanlış düşünce ve görüşüne karşı çıkmalıyız.

10-  ABD, AB Ülkeleri veya diğer yabancı ülkelerin sorumlu yöneticilerinin, sorumlu kurumlarının, türk ulusunun onuruyla oynama küstahlığına kalkışanları, iç ve dış işlerimize karışmağa cesaret edebilenlere karşı, Türk olmanın mutlulğu ve gururuyla en kısa sürede yanıt vermeliyiz. Bu iş şimdilik daha çok "vatandaşlara" düşmektedir. "Güçlü devlet" olmak ise, bu tip olumsuz olaylar olmaz, olamaz. Tıpkı Atatürk Dönemi gibi.

11-  Ülkenin bütünlüğüne, Cumhuriyetin değerlerine, Atatürkçü güçlere saldırıyı, aldıkları para karşılığı, görev bilenlere karşı toplu veya kişisel protesto etmeli ve bu işi sonuna dek devam ettirmeliyiz. Sözlü ve yazılı medyanın parayla tutulmuş onursuz tiplerine karşı bu davranışı ısrarla sürdürmeliyiz.

12-  Kapalı devre, biz bize, birbirimize hitap edecek şekilde düzenlenmiş toplantılar yerine halka inen konuşmaların yapılabileceği ortamlar yaratmalıyız.

Bu ve benzeri önlemleri, medeni cesaret sahibi yurtsever vatandaşlar olarak almalıyız. Yoksa bu güzel vatan ayaklarımızın altından kaymaktadır...

Her olumsuzluğa rağmen "Ne Mutlu Türküm" demeliyiz...

Hiç yorum yok: