24 Ağustos 2007 Cuma

Anne Baba Eğitimi

Günümüz toplumunun en önemli sıkıntılarını oluşturacak olan problem ANNE ve BABA nın çocuk gelişimindeki yetersizliği ya da geriliği.


Çocuk gelişiminin en önemli süreçlerinden birini oluşturan anne baba veya yetişkinler olgusu, anlayışı günümüz toplumunda göz ardı edile gelmektedir.


Bunu aileler olarak aşmak zorundayız. Ana-baba çocuklarını eğitirken, öncelikle gelişim evrelerini bilmeli ve çocuklarının içinde bulunduğu gelişim dönemini tanımalıdırlar. Başka bir deyişle çocuklarını tanıyarak işe başlamalıdırlar.


Anne ve babanın çocuklarına, uygun olan davranışın ya da neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretebilmeleri için, gerek kendi aralarında, gerekse çocuklarına yönelttikleri davranışlarında dengeli, tutarlı ve kararlı olmaları gerekir. Anne ve babanın güvenli bir çocuğa sahip olmaları için önce kendilerine sonra birbirlerine, ardından da çocuklarına güvenmeleri gerekir. Anne ve babalar çocuklarına çok iyi bir model olmalıdırlar. Ana-baba çocuğundan yaşı ve yeteneklerine uygun isteklerde bulunmalı, çocuğu hayal kırıklığına uğratacak, yaşının üstünde bir beklenti içine girmemelidirler. Çocuğun ilgi ve yeteneği onun yönlendirilmesinde esas alınmalı ana-babanın tutkuları dikkate alınmamalıdır.


Ana-baba, öncelikle çocuğunu bağımsız bir birey olarak kabul eden, ona sevgi ile yaklaşan ve olumlu ilişki kurmaya çalışan kişiler olmalıdırlar. Bilinmelidir ki sevgi temeline dayanan eğitim sağlam ve başarılı bir eğitimdir.


Öğrencilerin okuldaki başarı durumu çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Bu faktörler; bireyden, aileden, okuldan ve çevreden kaynaklanan faktörler olarak sıralanabilir. Biz bu kısımda aileden kaynaklanan faktörleri ele alacağız.




1- Ailelerin çocuklarına ev ortamında ders çalışacak gerekli yeri ve yeterli zamanı vermemeleri;


2- Ailelerin çocuklarına okul ve diğer sosyal ilişkilerinde yeterli ilgi ve desteği göstermemeleri;


3- Ailelerin çocukları üzerindeki beklenti düzeylerinin çok yüksek olması;


4- Öğrenciler ile ailelerinin beklenti ve ilgilerinin farklı olması;


5- Ailelerin çocukları arasında kıyaslama, ayırım yapması; başkaları ile çocuklarını kıyaslaması;


6- Aileler ile çocuklar arasında iletişim kopukluğu olması;


7- Ailelerin çocuklarına sürekli ders çalışmaları için baskı yapması;


8- Ailelerin çocuklarının arkadaşlık ilişkilerine sürekli müdahale etmesi;


9- Ailelerin çocukların en ufak bir hatasını gördüklerinde onları eleştirmeleri;


Olarak belirlenmiştir.


Anne-babaların çocuklarına karşı göstermiş oldukları tutum ve davranışları çocuklarının zararlı madde kullanmaya başlamalarında veya bu tür madde kullanımından uzak durmalarında büyük etkisi vardır.


Çocukların sağlıklı bir kişilik sahibi olmaları en az anne-babalar kadar öğretmenlerin de rolü çok büyüktür.


Toplum olarak bizler aşağıda uygulanan örneği dikkate almamız gerekiyor.


Newsweek dergisinin 10 Mayıs’99 tarihli sayısının kapağındaki soru şuydu. Amerikan toplumuna sorulan bu soru, “ana babaların çocuklarını ne denli tanıdığını” sorguluyordu. Amerika’da yaşanan şiddet olaylarını yaratan çocukların anne babaları, “onların böyle bir şey yapacaklarının akıllarının ucundan geçmediğini” söylemişlerdi. Pek çok anne baba için de durum hemen hemen aynıdır: “Benim çocuğum mu yapmış? Olamaz böyle şey. Benim çocuğum bunu yapmış olamaz.”


Ergenlerin sorunlarının çoğu kez ortaya çıkan bir olayla patlak verdiğini açıklayan araştırmalar, anne babaların önce bir şok yaşadıklarını da belirtiyor. O zaman da yukarıdaki sorunun önemi çok büyük: “Çocuklarınızı tanıyor musunuz? Ne ölçüde tanıyorsunuz? İç dünyalarını biliyor musunuz? Sizinle paylaştığı şeyleri var mı? Çocuğunuzun arkadaşlarıyla neler konuştuğunu merak ediyor musunuz? Çocuğunuzla arkadaş mısınız?



12.08.2007

Hiç yorum yok: