23 Ağustos 2007 Perşembe

İzmit’in İşgal Döneminde Gökbayrak Taburu Ve Cemal Bey

Cemal (Gökbayrak) Bey Kimdir?



1890 yılında doğan Cemal Bey, Kuzey Kafkasya’dan Anadolu’ya göç eden ve Bursa yöresine yerleştirilen bir aileye mensuptur. İlkokuldan sonra Bursa Askeri Rüştiyesi‘n de okudu. Lise öğrenimini ise Bursa Sultanisi’nde tamamladı. 1926 yılında gönüllü olarak Kafkas Cephesi’ne katıldı. Mondros Mütarekesi’nin yürürlüğe girmesiyle yurda döndü. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlıların İzmir’i işgal ederek Anadolu içlerine ilerlemeye başlaması üzerine, Yusuf İzzet Paşa, Bursa Valisi H.Muhittin Çarıklı Bey ve Bekir Sami (Günsav) Beylerin desteğiyle 1920 yılının Mayıs ayı içinde bir milis gücünü oluşturmakla görevlendirildi. Daha sonra Bursa ve Kocaeli yöresinde, özellikle Kafkas göçmenlerinin oluşturduğu “Gökbayrak Taburu” adı verilen birliği, Kafkas Cephesi’nden tanıdığı arkadaşı Yalovalı Hasan (Hasançeri) Bey ile birlikte kurdu. Emrindeki askerlerle birlikte Kuvva-i Milliye’ye katılarak Yunanlılara karşı mücadele etti. Ayrıca Kuvva-i İnzibatiye ile çarpışarak Karamürseli her iki akıma karşı savundu. Orhangazi, Karamürsel, Yenişehir ve İznik cephelerinde önemli başarılar elde eden Cemal Bey, İzmit’e ilerleyerek İngilizlerle anlaşma yaptı.



Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin düzenli orduyu kurmaya başlamasıyla yöremizde oluşturulan Kocaeli Gurubu’nda Avdan ve Katırlı Sıradağlarında Yunanlılara karşı etkili baskınlar yaptı. Daha sonra Kuvva-i Seyyare (Kurtuluş Savaşı başlarında düzenli ordu dışı Milis Gücü) ve Kuvva-i Milliye’nin tasfiyesi sırasında düzenli ordu birliklerine katıldı. I. İnönü Savaşı’nda bulundu. Kocaeli yöresinde görev yaparken, Kocaeli Grup Komutanlığı’na atanan Deli Halit Paşa ile ters düşmesi üzerine istifa ederek Bolu’ya yerleşti. Kurtuluş savaşı sonrası adam öldürme suçu iddiasıyla tutuklanarak İstiklal Mahkemesi’nde idam cezasıyla yargılandı. Mahkeme sonucunda on beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevinde sekiz yıl beş ay yattı. Bu sırada adı geçen cinayeti işlemediğinin anlaşılması ve cinayeti işleyenlerin tespit edilmesi üzerine tahliye edildi. Ne yazık ki cezaevinde kaldığı süre içerinde görme yeteneğini kaybetti.



Ömrünün son günlerini Bursa civarındaki Ayazma adlı çiftliğinde geçiren Cemal Bey, 1958 yılında vefat etti.




Gökbayrak Milli Taburu’nun Kuruluşu



Gökbayrak Taburu, Milli Mücadele döneminde çok önemli başarılar elde etmiş bir Milis Kuvvetimizdir.



Cemal Bey’in önderliğinde kurulan Gökbayrak Taburu, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları tarafından başlatılan Milli Mücadele’ye destek vermek için hemen harekete geçmiştir. Gökbayrak Taburu mensupları, ilk olarak çevrelerinde oluşan eşkıya grupları ile savaşmışlar, Ermeni ve Rum çetelerine karşı mücadele etmişlerdir. Daha sonra ise Kuvva-i İnzibatiye ve Yunanlıların eline geçmiş olan Karamürsel kasabasını geri almışlardır.



Cemal Bey’in, Karamürsel başarısıyla elindeki kuvvetler 600’e ulaşan Milli Tabur haline gelmiştir. Bu kuvvetler İngilizlerin işgalinde daha sonrada Yunanlıların işgalinde geniş bir alanda vazife görmüş, buraya gelen silah ve mühimmat Gökbayrak Taburu denetiminde Anadolu’ya ulaştırılmıştır. Yunan ordularının Anadolu’ya ilerlediği sırada bu kuvvetler işgal güçlerine önemli kayıplar verdirmiştir.



Gökbayrak Taburu’nun bu dönemdeki kahramanlıkları, Kocaeli ve Bursa yörelerinde hala dilden dile dolaşmaktadır.


Milli Mücadele Dönemi Basınında Gökbayrak Taburu



Tercuman-ı Hakikat Gazetesi ( 14 Mart 1921)




“İsmini ta eski Türk tarihlerinden almış olan Gökbayrak Taburu’nun savaş yöntemi, Yunanlıları pek fazla bıktırmaktadır. Harb ettiği havaliyi karış karış bilmek için fevkalade üstün özelliğe sahip bulunan Gökbayrak kahramanları, attığını vurur nişancılardan oluşmakta, küçük küçük müfrezeler halinde çarpışmakta, düşmana büyük kuvvetlerle harb ettiği izlenimini verdirerek tam hasım kıtaatı muntazam bir muharebe yapıldıktan sonra müfrezelerin bazıları mevzilerini ters ederek kestirme yollardan düşmanın yan ve gerilerine taarruz etmekte, münasip görünce muharebeyi kesip çekilmekte, bir saat sonra tekrar bir taraftan baskın yaparak düşmanı tekrar mücadele için silah başına inmeye, yayılmaya mecbur etmekte, bir müddet müsademeye müteakip yine muharebeyi kesmektedir.



Bu savaş yönteminin ne kadar yorucu olduğunu, ele avuca sığmayan müfrezelerin hasmı kıtaatını madden ve manen nasıl perişan ettiğini takdir etmek güç bir şey değildir. “


Anılarda Gökbayrak Taburu



Mehmetoğlu Şükrü Cansever’in Anılarında



“Kara günlerdi o günler… Dıştan vatan topraklarına girmiş düşman, içte ise; fırsat düşkünü vatansızlar, hilafet ordusu denilen padişah kuvvetleri halk üzerinde baskı kurup terör estiriyor. Mevcut asayiş kuvvetleri aciz, halk kendi kaderiyle baş başa kalmış, himayesiz bir durumda… Karamürsel köylerinde Gökbayrak Taburu diye adlandırılan Mustafa Kemal Paşa’nın askerleri…



Gökbayrak, askeri bir kumanda altında toplanmış bir tabur kuvvetinde idi. Tabur Kumandanı Yüzbaşı Cemal idi. Yüzbaşı Cemal halkı köy camilerinde ve köy meydanlarında toplayıp uyarmaya çalışıyor, eli silah tutan herkesi mücadeleye çağırıyor, ölmeden bu yurdu düşmana teslim etmenin alçaklık, hainlik ve vatansızlık olduğunu var gücüyle haykırarak ve hatta hıçkırarak anlatmaya çalışıyordu. Halktan güvendiklerine silah ve cephane veriyor, burada Türkleri tedirgin eden, köyleri basan fırsatçı ve rezil güruhu, Rum ve Ermeni çetelerini takip ediyor, yakalanamayanların köylerini basıp onların saldırılarını önlemeye gayret gösteriyordu. “



Fevzi Ergin’in Anılarında


“İstiklal Savaşı’nda buralarda (Karmürsel ve çevresinde) yalnız müstevli (yabancı) düşmanı değil, daha mühimi Kuvva-i Milliye, Kuvva-i İnzibatiye -yani Padişah kuvveti- vardı. Ve Kuvva-i Milliye henüz güvenilir, inanılır bir kuvvet olmadığı için de halk genellikle padişaha bağlı kuvvetleri benimsiyordu. Esasen Kuvva-i Milliye ve gayesine de öğrenmiş değillerdi.



İşte bu devre ve durumda iken Karamürsel ve havalisi Atatürk’ün Büyük Nutkun’da belirttiği gibi ilk taarruz, Yenişehir’den İznik’e doğru olan hareket “Gökbayrak” diye adlandırılan Yüzbaşı Cemal bey’in komutasında olan bir kuvvet İznik ve Karamürsel’i müdafaa etmek, daha ziyade hem düşmanı oyalamak, ilerlemeyi durdurmak, hem de halkı uyarmak ve mücadeleye katılmalarını sağlamak üzere Karamürsel-İznik arasında bulunan Akçat Köyü’nde karargâh kurdu.



O zamanlar düşmana mukavemet edilmezse düşman halka iyi davranıyor yollu müthiş bir propaganda silahı kullanılmaktaydı. Gökbayrak Taburu Kumandanı Cemal Bey ise, kahvelerde, meydanlarda hem halkı uyarmaya, hem de mücadeleye iştirake çağırıyor ve düşmanın bu müthiş propaganda silahını parçalamak için de baskınlar yaparak Rum ve Ermeni köylerini basıyor, bu şekilde mukavemetsiz teslimi önlemeye çalışıyordu. Diğer taraftan da silah ve cephane vererek halkın mücadeleye iştiraklerini sağlıyor ve hatta kaçanları muhakeme ediyor, gerekirse idam hükmü de verebiliyordu. Yani tam bir askeri örgüt halinde çalışmaktaydı.”



İzmit’in düşman işgalinden kurtuluşunun 86. yıl dönümünde, bu başarının elde edilmesinde önemli gayretleri olan Gökbayrak Milli Taburu Komutanı Cemal Bey’in şahsında, Fatma Seher Hanımları (Kara Fatma), İpsiz Recepleri, Yahya Kaptanları, Portakal Hafızları, Deli Halit Paşaları, Zoboğlu Hasan Beyleri, Yarbay Mustafa Asımları, Mustafa Kemal Paşaları ve bu isimlere eklenebilecek nice isimsiz kahramanlarımızı rahmetle anıyoruz…




(Kaynakça: E.Özdemir, Kaptan-ı Derya Karamürsel, A.Oral, Kuva-yı Milliye, C.Özbay, Cemal Gökbayrak)



29.06.2007

Hiç yorum yok: