Ülkemizde uzun zamandan beri bir yanlışı yaşamaktayız. Bu yanlış son aylarda giderek vahimleşmeye başladı. Bu yanlışta din adına dini tahsili olmayan insanların demeçler vermesi, tartışmalara katılması ve yazılar yazmasıdır. Aynı yanlışlar televizyon, gazete ve dergilerden başka internet dünyasında da var. Bu tartışma nedense Hıristiyanlık ve Musevilik veya herhangi bir başka din hakkında yapılmıyor. Müslüman olan da olmayanda İslam dini hakkında fetvaya soyunmuş. Bir taraftan siyasiler laiklik adına demeçler verirken, diğer taraftan Kur’an daki örtünme ayetini tefsir etmeye uğraşıyorlar. (Örneğin sayın Deniz Baykal’ ın ayetteki hımar kelimesi hakkında ahkam kesmesi gibi).
Siyasiler gerginliğin dik alasını üretirken toplumda gerginlik yaratılıyor diye şikayette bulunuyorlar. Güya tehlike haberi veriyorlar. Aslında yapılan tamamen kıyamet senaryosu üretmekten başka bir şey değildir. İnsanların baş örtüsü diye bir sorunu yokken özgürlükler adına yapılmak istenen düzeltmeler dolayısı ile kıyamet kopartılıyor. İhtilali bile çağrıştıran cüretkar ifadeler kullanmaya tenezzül ediliyor. Bunların tamamı din adına yapılan fakat dinle uzaktan yakından bir ilgisi olmayan saçmalıklardır.
Sonuçta herkes ölüp musalla taşına yattığında imama ihtiyaç duyacak. Neden kimse “cenaze namazına gerek yoktur. Kuran da cenaze namazı yoktur. Benim namazımı kılmayın” demez? Neden bu konuda İslam’ın usulüne teslim olunur ve namaz kılınmadığı zamanda vaveyla koparılır. Neden erkekleri sünnet yapmaya özen gösterirler? Sünnet de Kuran da yoktur. Ne cenaze namazı 5 vakit namaz gibi farzdır. Ne de erkeklerin sünnet olması farzdır.Sünnet peygamberimizin sözüdür.. Farz olmadığı halde İslami kurallara soğuk bakan kadınlar bile evlenmek için erkeğin sünnet olmasını şart koşarlar. Bu konuda laik-anti laik tartışması olmaz
Kuran da olmayıp sünnet olan, icraatta ise farz gibi hiç ihmal edilmeyen konular problem olmazken Kuran da olduğu halde sadece baş örtüsünün tartışılmasını ve laikliğe aykırı yorumlanmasını kimseye anlatamazsınız.. Bu bir siyasi simge değil, aksine siyasi simge haline getirilmeye çalışılarak kadın üzerinden yapılan bir siyasi mücadeledir. Gerisi bahanedir. Bu konu baz alınarak hiç dinle ilgisi olmayanlar, hatta “ben ateistim” diyenler bile kuran ayetlerini abuk sabuk sitelerin yazılarından iktibaslar yaparak yorumlamaya başladılar. Bu ithal bir akımdır. Amerika tarafından yönlendirilen bir akımdır.
Amerika’da “gerçek kuran” adıyla yeni bir kitap hazırlandığı biliniyor. İncil,Tevrat, Kuran karışımı bir şey. ”Papanın adıyla diye başlıyor”. İslam dinin mensuplarının çoğunlukta olduğu ülkelerde dağıtıyorlar. Yakında ülkemizde de dağıtmaya başlarlar. Bu kitap ılımlı İslam projesinin, başka bir deyişle Büyük Anadolu projesinin bir parçasıdır. Hedef İslam dinini yok etmektir. Çünkü dünyada Hıristiyanlık giderek çöküyor. İslam yükseliyor. Bir bardak suda koparılan fırtınanın arkasında bu proje vardır. Bu tartışmalar bazı aklı evvellerin önüne atılan bir yemdir.
İnsanların dini duygularını hedef alarak meslekleri olmadığı halde İslam konusunda dini yorumlar yapanlar İslam dinine mensup olanların özgürlüklerine ve haklarına müdahale etmektedirler. Bir anlamda da yukarıda bahsi geçen projeye hizmet etmektedirler. Ayrıca dini siyasallaştıran bir kısım siyasilerdir. Din üzerinden siyasi çıkar elde etmeye çalışanlar kapasitesi olmadığı halde tesadüflere bağlı olarak bu mevkilere gelebilmiş siyasilerdir.
Ülkenin dağ gibi meselelerine kayıtsız kalırken, bir örtü yüzünden sokaklara dökülenler yerlerini ancak siyaset sayesinde koruyabileceklerine inananlardır. Bir çoğu hakkı ile o mevkilere gelmiş değildir. Nerede ise hepsi sanki birer din adamıdır.
Bir ilim adamının, kariyer yaptığı konu hakkında söz sahibi olduğunu iddia etmesi gerekirken bazı ilim adam sanki birer ilahiyatçıdır. ele hele konuşmalar arasına “Ülkenin kırk yıllık kazanımları” tabirini eklemeleri yok mu,insan iyice üzülüyor. Bunların çocukları ve torunları yıllar sonra babalarının veya dedelerinin bu tavır ve söylemlerinden utanç duyacaklardır. Tarih bunları yazacaktır. Yaşayan görecektir.
Soruyorum onlara, kırk yılda özgürlükleri çoğaltacağına özgürlükleri kısıtlamayı mı öğrendik? Kırk yılda iki ihtilalden başka ne kazandık? Ülkemizi dünya klasmanında ön sıralara mı taşıdık? Ekonomide sürünmekten, ilimde kopyacılıktan mı kurtulduk? Keşifler mi yaptık? Aksine sadece günümüzü gün ettik. Fırsatını bulduğumuzda kendimize yonttuk. Avantalarımıza ve makamlarımıza halel gelmesin diye yollara döküldük.
Kimse bunları yutmuyor. Halkımız din cahillerinin din hakkında ahkam kesmesine çok bozuluyor. Aynen bende bozuluyorum. Azı hariç, bir çok ilim adamı ve siyasi gözümde küçülüyor. Giderek toplumda benim gibi düşünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder