Bugünlerde obez sözcüğünün sık kullanıldığını görüyorum. Gün geçmiyor ki, televizyon kanallarında kadınlarla ya da sağlıkla ilgili programlarda obez sözcüğü kullanılmasın, obeziteden bahsedilmesin. İngilizce “obese” kelimesinden gelen “obezite”, vücutta depolanan yağ miktarının çok fazla olması diye tanımlanıyor. Obezite vücudun fiziksel yapısına uymayacak ölçülerde aşırı derecede yağ depolanması sonucunda oluşuyormuş.
Obezlik, bir sağlık problemi. Dünyada, özellikle Amerika’da, insanlar hızla obezleşiyormuş. Bu ülkede, üç çocuktan biri, yetişkinlerde ise 10 kişiden 6’sı obezmiş, her yıl 300 bin kişi obezlikten ölüyormuş, bu hastalıktan dolayı 100 milyar Dolar harcanıyormuş. Obezliğin tedavisi için harcanan para yoksul ülkelere yardım olarak verilse, dünyada fakir kalmazmış.
Obezliğin nedeni olarak aşırı yeme ve hareketsizlik gösteriliyor. Obezlik, çağımızın hastalığıymış. Kalp ve damar hastalıkları, insan ömründe kısalma, yüksek şeker, yüksek tansiyon, zor doğum, kısırlık, varis, kas zayıflığı, fıtık vb. pek çok hastalıkta obezite etkili faktörmüş.
Günümüzde obezlik, insan vücudunda fiziksel çirkinliğe yol açan, bir biyolojik hastalık olarak algılanıyor. İşin derinine inerek sözcüğün anlam sahasını genişletirsek, hemen herkesin değişik ölçülerde obez olduğunu söyleyebiliriz. İnsan anatomisiyle ilgisi yok benim demek istediğim obezliğin. Bitmeyen bir iştahla mal mülk ediniyoruz. Yığıyoruz üst üste bunları. Biriktiriyoruz, hayatımız sonsuzmuş gibi. Sonra da biriktirdiklerimizin bir işe yaramadığını görüyoruz, atmaya kıyamadığımız için altında ezilmeye başlıyoruz biriktirip yığdıklarımızın. Tam bir hamal durumundayız. Ne farkımız kaldı şimdi bir obezden. O, fazla yağlarının hamallığını yapıyor, biz bir tamahkârlık eseri olarak biriktirdiklerimizin… Sonra da öfleyip püflüyoruz. Bazılarımız, hedef gözetmeden ölçüsüzce kitap okuyor. Edindiği bilgilerin belki hayatında hiçbir yararı olmayacak. Ayaklı kütüphane denecek kendisine. Öğrenme iştahı, yararsız bilgi çöplüğüne dönüştürecek onun kafasını. Bu da obezliğin bir türü. Sosyalleşme ya da popülerlik adına pek çok kimseyle tanışıyoruz, onlar tarafından biliniyoruz. Bilinmek, zevk veriyor bize. İnsanlar etrafımızda pervane oluyor, sayısız iltifatlar ediyor. Her birimiz, bol mesaj, tebrik telefonları, mektupları alabiliriz yılın belli günlerinde. Çok kişi tarafından tanınır olma zevkiyle kanatlanırsınız adeta. Şişersiniz bir balon gibi. Bu kadar bilinir olmanın ağır bir yük, gereksiz bir arzu olduğunu anlarsınız başınıza bir olay geldiğinde. Artık, siz bir sosyal obezsiniz. Bu denli insan tarafından bilinir olmanın ne kadar gereksiz olduğunu dillendirmek zorunda kalabilirsiniz. Sürekli yükselme, yüksek makamlarda bulunma arzusu da bir tür obezliktir. Bulunduğunuz makamın hakkını veremezseniz, oturduğunuz koltuğun size ne kadar ağır geldiğini, sizi ne kadar yorduğunu anlarsızın. Bunun adı, bürokratik obezliktir. Yaşadıkça yaşamak isteriz. Ölüm, başkaları içindir, hiç yakıştıramayız kendimize. Günler, aylar, yıllar bitmesin isteriz. Doğan her günün getirdiği sıkıntıya katlanırız ölmemek için. Yığarız saatleri basamak basamak. Yığdıkça direncimizi kaybederiz, günlerin altında eziliriz. Hamalı oluruz gece ve gündüzün. Namerde muhtaç, dosta rezil oluruz fazla yaşama obezliğimiz yüzünden. Ölümün, bir temizlik olduğunu kabullenemeyiz bize sıra geldiği halde.
Obezliği, aşırılık duygusu doğuruyor. Aşırı yiyip aşırı dinlenenler bedensel obezliğe saplanıyorlar. Yararsız bilgi, entelektüel obezliği; gereksiz arkadaşlıklar, sosyal obezliği; tamahkârlık, servet obezliğini; ölüm korkusu, yaşama obezliğini; hâkimiyet duygusu, makam obezliğini doğuruyor. Bu sonuçlar da bizde zamanla, gerilime, bıkkınlığa, küskünlüğe, bunamaya, güvensizliğe, erken yaşlanmaya yol açıyor. Bunun tersi, özveri, paylaşma, ölçülü ve dengeli çalışma, cömertlik, hoşgörüdür. Bu duyguların geliştirilmesi, hayatı bizim için hafifletecek, kendisinden zevk alınır hale getirecek, bize insan olmanın hazzını hissettirecektir.
Hayatımızdaki çok yönlü obezliğe karşı sürekli diyet, düzenli ve ölçülü spor gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder