23 Ocak 2008 Çarşamba

Belediyeler hizmet yeri mi, yoksa zulmet yeri mi?




Rahmetli Özal döneminde başlayan, hizmeti yakından gerçekleştirmeyi hedef alan ve nerede ise her mahalleye bir belediye kurulması çalışmaları istenilen maksadı sağlamamıştır.





Beldesine hizmet için gelen Belediye Başkanlarının bazıları kendilerine oy vermeyenleri hizmetlerden mahrum ederek intikam alma yolunu seçmişlerdir. Beldelerde hala daha devam eden kamplaşmalara sebep olmuşlardır. Bazıları ise hükümetin gücüne güvenerek ömür boyu aynı makamda kalacağını sanarak basit olaylarda bile belde insanını mağdur etmekte beis görmemiştir. Hemşeriler ve siyasi yandaşlar kayırılmış, kendine yakın olmayanın işi bir başka haftaya kalarak gerçekleşmeme sürecine sokulmuştur. Dayı ve diğer akrabalar yüzünden insanlar ve hatta kurumların üzerine gidilmiştir. Dürüstlük yapma adına en küçük eksiklikler abartılmış, pire deve yapılmıştır. Hırslarına mağlup olan belediye başkanlarından biri amacına ulaşamayınca kendisinden önce verilen ruhsatları karıştırıp, mantıksız mühür tutanakları düzenleyerek intikam girişimlerinde bulunmakta beis görmemiştir.





Bu tip mevsimlik başkanların şahsi egoları hükümetin gücüne güvenilerek öyle boyutlara çıkmıştır ki, kendilerine oy veren insanlar "keşke ellerim kırılsa idi de o gün oy kullanamasaydım" demeye başlamıştır. Bunların yanı sıra adam gibi Belediye Başkanlığı yapan vasıflı, yerinin önemini ve kutsiyetini bilen Belediye Başkanlarına da haksızlık etmek istemiyorum. Hatta onları kutluyorum. Keşke bir kez daha göreve gelseler.



İşte tam bu sırada Beldelerin birleştirilerek Belediyelerin azaltılması gündeme geldi. Çok isabetli bir karar. Çöp toplama işini bile Büyükşehir'e havale etmiş bazı belediye başkanları ne yapar diye düşünmeye başlamıştım. Bu belediye başkanlarının bir kısmı boş kalınca basında boy gösterme yarışına girdiler. Düğün, dernek, cenaze, doğum günü, açılış gibi organizasyonları kaçırmamaya özen gösterdiler. Şimdi ise koltuklarını kaybetmenin telaşındalar. Bazılarına gerçekten haksızlık ediliyor. Onlar bu söylediğim tablonun dışındalar. Beldelerine hizmet veriyorlar. Hem onlar merkezden uzaktalar. Gerçekten boşluk dolduruyorlar.




Söyleyin Allah aşkına yaptığından emin olan alt belediye başkanı dev panolarla kendi reklamını yapma telaşına düşer mi? Yapılan bir hizmet varsa zaten pahalı broşürlerle bu hizmetlerin reklamı yeterince, hatta abartılarak yapılmıyor mu?. Satılan bir hizmet mi var ki müşterisi artsın diye geniş bir reklam kampanyasına ihtiyaç duyulsun? Mantık ve insaf kuralları içinde bu milletin parasını çarçur etmeme anlayışı içinde yapılan reklam harcamasına itiraz etmiyorum. Fakat şahsi reklamı için millet kesesini kullanan anlayışı hiç doğru bulmuyorum. Bu kişiler hak hukuk ta bilmiyorlar. Sözleri ile icraatları birbirini tutmuyor.



Belediyelere bütçeler şahsi reklam için ve bu maksatla bol kepçe harcanmak için gönderilmiyor. Şayet bu kadar para gönderilmemiş olsaydı nasıl çalışınca olacaktı? Kimi bulup parasız çalıştıracaktınız? Bu kadar hizmeti kimden bedava alacaktınız?




Bu bakımdan bu tip tanıtımların tek elden olması yeterlidir. Bunu da zaten Büyükşehir yapıyor. Misalleri çoğalttıkça bu sütunlar yetmez.



Bu nedenle Belediyelerin birleştirilmesini canı gönülden onaylıyorum.. Hem lüzumsuz masraflar azalmış, hem de bazı mevkiini hazmedememiş ve tesadüfen bu mevkilere gelmiş insanlardan kurtulmuş oluruz.




Hiç yorum yok: