6 Ocak 2008 Pazar

İsraftan Kaçınmak


Hikmet, aldığı ücretle kendi geçimini sağladığı gibi arkadaşlarının ihtiyacı olduğunda onlara borç para verirdi.




Maaşı artan Hikmet’in hayatında belirgin değişiklikler olmaya başladı. Gardrobunu yeniledi. Sıradan değil, markalı elbiseler giymeye başladı. Bir yıl giydiğini artık ertesi yıl giymiyordu. Arkadaşlarının arabası vardı. Hikmet de arkadaşlarından geri kalır mıydı? Hemen bir araba aldı.




Eşi de bu yarışta Hikmet’den geri kalmıyordu. Evlenene kadar 1-2 kat elbiseyle idare eden evin hanımefendisine artık 5-6 kat elbise az geliyordu. Hatta gardrobunu açtığında giyecek hiçbir şeyim yok diye Hikmet’e sürekli serzenişte bulunuyordu.




Ayağını yorganına göre uzatmayan Hikmet, artık arkadaşlarına borç veren değil borç alan konumuna düşmüştü.


Rahmetli Sakıp SABANCI’nın bir sözü aklıma geldi. Ben diyordu rahmetli SABANCI, işe alacağım elemanlarla yaptığım mülakatlarda hep sorardım. Evin var mı, araban var mı diye? Arabası olup da evi olmayanları kesinlikle işe almazdım. Ne kadar yerinde bir tespit. Öyle değil mi?



Ramazan ayında, Avukat Zeki Hacıibrahimoğlu ağabeyimizin iftarına davetliydik. İstanbul’a yola çıktığımızda Boğaziçi Köprüsünde trafiğe yakalandık. Bu esnada bizim sevgili başkanın haklı bir tespitine şahit oldum. Diyordu ki, şu araçlara lütfen bir bakın, her araçta bir kişi var. Halbuki bu kişiler bir araya gelip ortak bir araç kullansa hem zamandan tasarruf olacak hem de ülke kaynakları hoyratça israf edilmiş olmayacak. Tabii ki trafik o kadar yoğun olmayacak ve biz de iftara zamanında yetişmiş olacaktık. Allah’tan Mustafa TOKA ağabeyimiz tedarikli geldi de yolda iftarımızı açtık.




Dün yine internette haber sitelerini takip ederken , bir bilim adamının şu önerisi dikkatimi çekti. Diyordu ki enerji sıkıntısının yoğun bir şekilde gündemde olduğu bu dönemde, evlerde tasarruflu ampul kullanılmasıyla çok büyük miktarda enerji tasarrufu sağlanacaktır.



Kaynaklarımızı ekonomik bir şekilde kullanmalı, ihtiyaçlara göre harcama yapmalı, son yıllarda yaygınlaşan kredi kartı çılgınlığından uzak durmalıyız. Bir ayette “yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez” diye buyurulmaktadır. Yine bir hadiste de peygamberimiz, “kim savurganlık yaparsa, Allah onu yoksul bırakır” diye buyurmaktadır.


Ülkemiz, birçok yer altı ve yer üstü zenginliklerine rağmen insanımızın lükse aşırı ilgisi, savurganca harcamalar ve beceriksiz yönetimler yüzünden fakir-fukara hale gelmiş, ekonomisi hala sanayileşmiş değil gelişmekte olan ülkeler seviyesinde kalmıştır.



Bir kitapta okumuştum. Osmanlı’nın İmparatorluk haline nasıl geldiğine bir örnek vermek istiyorum. Sultan Ahmet Camisinin şadırvanındaki muslukları ne zaman açarsanız açın belirli bir miktarın dışında su akmaz. Çünkü o, dünyaya 600 sene hükmeden Osmanlı yapımıdır. İsraf ekonomisine göre değil, tasarruf ekonomisine göre yapılmıştır.



Ayağımızı yorganımıza göre uzatmasını bilelim. Ülkemizin kaynaklarını hoyratça harcayıp geleceğimizi sıkıntıya sokmayalım…



29.12.2007

Hiç yorum yok: