6 Ocak 2008 Pazar

Kurban Düşünceleri


- Üstadım, bugün bayram, elinizi öpmeye geldim.



- El öpenlerin çok olsun, berhudar olasın. Senin için bayram olmayan gün var mı Kertenkele?



- Üstadım, bugün olsun bir şey demeyin, bayram sevincimi yok etmeyin. Her günü bayram olana deli dendiğini ben de biliyorum.



- Beni yanlış anladın Kertenkele. Bu bayramımızın adı, Kurban. “Kurban” ne demek? Bu kelime, bayrama niçin isim olmuş? Bunları hiç düşündün mü? Ben kelimenin içeriğini düşünerek “Senin için bayram olmayan gün var mı?” dedim.



- Yani hem nalına hem mıhına vurdunuz, kinayeli söyleyiş yaptınız. Üstadım, tam bir söz mimarısınız.



- Türünün gereği olarak Kurban’da neler yapmayı düşünüyorsun Kertenkele?



- Üstadım, en büyük zevkim, kesilen kurbanın başında bulunmak, sonra taze taze et yemek. Sizin de vurguladığınız gibi, türdeşlerimi ziyaret edeceğim. Dargınlarımla barışacağım.



- Kertenkele dikkat ettim, Kurban’ın anlamı üzerinde düşüneceğim, demedin. Kurban; nedir, niçin vardır, ne zamandan beri vardır? Bunlar seni ilgilendirmiyor mu? Sen her hareketini bilinçli bir eylem, yani ibadet haline ne zaman getireceksin? Ye, iç, gül, oyna; yaşasın hayat, gerisi bayat… Öyle mi?



- Üstadım, bayram bayram beni yine haşladınız. Haklısınız, bir kurban gibi başımı eğiyorum, ne olur bana bilmem gerekenleri anlatın.



- “Kurban”, Arapça bir sözcük, yakınlaşma anlamına geliyor. “Akraba” da aynı kökten türemiş. Kurban olarak kesilen hayvan, bir semboldür. Kestiğimiz kurban ile, insan olarak, bizi bizden ve bizi Allah’tan uzaklaştıran her şeyi öldürmüş, yok etmiş, hayatımızdan çıkarmış oluruz. Nefis, mal, makam, dünyalık diğer değerler bir bıçak darbesi ile hayatımızdan atılmış olur.



- Üstadım, hiç düşünmediğim şeyler duyuyorum sizden. Söylediklerinizle kurban arasında ilgi kurmakta zorlanıyorum.



- Kurban kesmek, imkânı olanlar için, dini bir ritüeldir, ibadettir. İbadetlerin kaynağı, ya Kur’an ya da Sünnet’tir. Rabbimiz kutsal kitabında şöyle söyler: “Hayvanların kurban edilmesine gelince; Biz onu sizin için içerisinde nice hayırlar barındıran Allah’ın simgelerinden biri olarak (ibadet) kıldık: … Bu böyledir; zira Biz onları sizin emrinize amade kılmışızdır; umulur ki şükredersiniz.“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat sizden O’na ulaşan, yalnızca O’na karşı gösterdiğiniz derin sorumluluk bilincidir.” Allah, kurban kesmekte hayırlar olduğunu söylüyor. Bu ne demektir, bunda nasıl bir hayır olabilir? İşin toplumsal boyutunu, dayanışmayı desteklemesini, ete muhtaçların sevindirilmesini bir tarafa bırakıyorum. Bireysel anlamda kurban, beni nasıl eğitmeli? Allah, kendi ifadesi ile, bize şah damarından daha yakın; fakat biz ona ne kadar yakınız? Hz. İbrahim’i düşünelim bir an. O, oğlu İsmail’i her şeyin üstünde seviyordu; çünkü zor elde etmişti onu. Allah, Hz. İbrahim’den, oğlu İsmail’i kendisi için kurban etmesini istedi. İsmail, Hz. İbrahim ile Allah arasında bir set idi. Kurban kesen kişi hikâyeyi düşünmeli, Allah ile kendi arasındaki bütün setleri yıktığını, yaşamında yaptığı her işi Allah’ın emri ve rızası doğrultusunda yaptığını haykırmalıdır. Yoksa kesilen kurban, kişiye ibadet anlamında bir ayrıcalık sağlamamış olacaktır. Kurban, bu yönüyle, kişinin kendi varlığını Allah’a adamasıdır, şah damarında kendisini keşfetmesidir.



- Üstadım, “Senin için her gün bayram değil mi?” dediğinizde size fena haksızlık etmişim. Siz istiyorsunuz ki, ben kendimi her gün sorgulayayım, ayette belirtildiği gibi, “derin sorumluluk bilinci”ne sahip olayım. Çevremde bu kadar beni benden alan, şah damarımı keşfetmeme engel olan meşguliyet varken bunu nasıl başarabileceğim?



- Kertenkele, bilincine varırsan her ritüel, bir yüceliştir. Hastalıklarımız ve ölüm bile bir yüceliş sebebidir. Evrenin, varlığın sihri, bu bakış noktasındadır. Maddeye, manaya bu bakış noktasından bakanlar için hiçbir yerde sıkıntı yoktur.



- Üstadım, bu bayram, zihnim ve kalbim için kâbus olacak. Türdeşlerimle hafif bir bayram geçirmek istiyordum. Vur patlasın gül oynasın, demek istiyordum yaşıtlarımla. Derinlik içeren cümleleriniz, midemde şimdiden kasılmalara yol açtı. Yemeyi özlemle beklediğim etten de tat alamayacağım. Yine iz bıraktınız bu bayram günü bende.



- Kertenkele, derdin etse, siz onu her gün dedikodu yaparak zaten yiyorsunuz. Hem de ölü insanın etini yiyorsunuz.



- Üstadım, bana gene bir yerden vurmak istediniz, kafam iyice karıştı. Verin elinizi öpeyim.



- Haydi, bayramın bayram, seni senden alan her değer kurbanla yok olsun!



19.12.2007

Hiç yorum yok: