11 Ocak 2008 Cuma

Hac Esintileri - 1


Allah nasip etti, 2007 hac döneminde eşimle beraber hac vazifemizi yaptık. İnşallah yüce Rabbimiz haccımızı kabul edilenler arasında sayar.


Hacla ilgili süreçte yaşadıklarımızı sizinle paylaşmak istedim. Sürecin başlangıcında gerek Aydınlar Ocağındaki gönül dostları çevresi, çalıştığım özel sektördeki iş arkadaşlarım, Hereke’deki cami cemaati ve yine Hereke’deki komşu ve dost çevremiz ile hemen hemen tamamı Adapazarı’ndan yaşayan, eşimin ve benim akrabalarımızın göstermiş oldukları yakın teveccüh altında ezildik. Ancak bunun altından aslında bu teveccüh bize değil, yüce Allaha ve onun Habibi yüce peygamber Muhammed Mustafa’ya olduğunu anladık. Ancak bu teveccüh gerçekten tarifi imkansız bir yönelişti. O zaman rahatladık ve o teveccühü gösterenlerin selam ve dualarını yerine götürmek en büyük görevlerimizden biri olduğunu asla ihmal etmememiz gerektiğinin bilincine vardık.



Free Image Hosting at www.ImageShack.us

Şunu ifade etmek isterim ki Hacca, Umreye gidipte oralara yönelik yanık düşünce ve dileklerini iletenlerin yanı sıra beni en çok etkileyen oralara hiç gitmemiş ve muhtemelen gitme ihtimali de olmayan helallik istemeye ve Allahaısmarladık demeye gittiğim insanların daha sözümü bitirmeden “Benden Hz. Muhammed’e selam söyle diyerek ağlayışları aklıma geldikçe hala gözümü yaşartır ve Allahım bu aşkı bana da ver diye dua ederim. Tabii ki selam söyleme ve dua makamında bu aşk ehlinin sözleri ve yüzleri ilk önce hayalimde canlandı.


Hep düşündüm “Allahım sana ve Resulüne bu kadar müştak olan bir millet var mı acaba?” Hacısını bu duygularla gönderen bu millet inşallah layık olduğu yerleri bulacaktır


Free Image Hosting at www.ImageShack.us

Programımıza göre ilk önce 4 gün Medine’de kaldık. Söylenenlerin etkisinde mi kalıyoruz acaba, bilmiyorum ama söylemeden edemeyeceğim “Allahım o ne yumuşak hava ne rahat otel ne güzel insanlar o ne güzel ibadetler o ne saygılı sevgili kalabalıklar.


Sabahları çekirge sürüsü Mescidi Nebevinin bahçesini işgal ediyordu. Doğrusu ürktük ve rahatsız olduk. Ta ki kafile başkanımız Kartal Vaizi Ali Arıcan “Şu gördüğünüz çekirgeler mübarek çekirgelerdir, sakın ola ki üzerlerine bilerek basmayın. Bunlar Medine müdafaasında Osmanlı askerinin yiyeceği olmuştur. İngilizlerin ve işbirlikçilerin muhasarası altındaki Osmanlı askeri açlıktan kırılırken Fahrettin Paşa bu çekirgeleri kavurup önce kendisi yedi sonra askerlerine yemelerini emretti.” Şeklinde tarihi vakayı anlatıncaya kadar. Ondan sonra bu çekirgelere başka gözle bakmaya başladık.


Medine, Yesrib iken Hazreti Peygamberin hicret etmesiyle Medinetül Münevvere olan, Medinetün Nebi olan yüce şehir. Yok edilmeye çalışılan ama başarılı olunamayan Osmanlı tren garı ziyareti hocamızın anlattıklarıyla derin bir hüzne dönüştü. Osmanlı yıkılış döneminde bütün dünya yapılamaz derken dünya müslümanlarının desteğiyle Osmanlının yapmayı başardığı Hicaz demiryolunun bitiş noktası. Hicaz demiryolunun bitiminden sonra kısa bir süre içerisinde Medine nüfusu 5-6 kat artıp cazibe merkezi oluyor. Ancak ardından gelen Vehhabi zihniyeti ağırlığınca şilin verilen rayları söküp İngilizlere satınca maalesef bu proje günümüze kadar atıl kaldı.


Free Image Hosting at www.ImageShack.us

Arkasından yapmış olduğumuz Uhud ve Hendek ziyaretlerinde, savaşların yapılmış olduğu bölgelerde yok edilen tarihi miras yüreklerimizi oyuk oyuk etti. İskana açılmış olan bu bölgeler tarihin mirasından hiçbir şey taşımayacaklar.



Devam edecek.


Hiç yorum yok: