6 Ocak 2008 Pazar

Yeni Yıla Girerken


Yeni yılın nefsimize, neslimize, vatanımıza, milletimize, islam alemine ve tüm insanlığa barış ve mtluluk getirmesi temennisi ile yazıma şu ayetle başlamak istiyorum.



"Ey Rabbimiz! Beni ve soyumdan gelenleri namazı devamlı kılanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Duamı kabul eyle.Ey Rabbimiz! Hesapların görüleceği gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla." (İbrahim suresi ayet 40-41)



Zaman hızla akıp gidiyor, onu durdurmak mümkün değil ama kontrol altına almak mümkündür.


Zaman bakımından insanları iki kısma ayırmak gerekir. Birincisi; zamanı değerlendirenler, ikincisi zamanı nasıl geçireceğini düşünenler. Felaketin en büyüğü ise zamanı boşa geçirmektir.



"Zaman kılıç gibidir. Onu kullanmasını bilmeyenler kendilerini keserler."



Yapacakları işi yarın yarın diye erteleyenler bugünün dünün yarını olduğunu bilmelidirler. İnsanların gerek sosyal hayatta gerekse mesleklerindeki başarıları zamanı iyi değerlendirmelerine, zamanı planlı harcamalarına bağlıdır. Mesleğinde başarılı olan insanlarla olmayan insanlar; gelişen ülkelerle geri kalmış ülkeler arasındaki farka benzerler. Zamanı değerlendirenler gelişirler ilerlerler, zamanı boşa harcayanlardır yerinde sayanlar.


Peygamberimiz(sav) de bir hadisi şerifinde beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz .




1- İhtiyarlıktan önce gençliğin

2- Hastalıktan önce sağlığın

3- Fakirlikten önce zenginliğin

4- Meşguliyetten önce boş vaktin

5- Ölüm gelmeden önce hayatın



buyurarak zamanı iyi değerlendirmeye müslümanların dikkatini çekmiştir.



Ayrıca Türk ve İslam bilginleride "Dünya üç gündür; dün, bugün ve yarın...


Dün geçti, yarının geleceği belli değil öyleyse bu günü iyi değerlendirmek gerekir."



Merhum Necip Fazıl (mekanı cennet olsun) çok hoşuma giden bir şiirinde; "İş bugünde, bugüne sığdır yarını dünü şimşek olsan zamanın kesemezsin önünü" diyerek bugünün ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmıştır.



Hz. Ömer(r.a) "Bugün Allah(cc) için ne yaptın" buyurarak müslümanları yaşadıkları günü değerlendirmeye çağırmıştır. Müslüman için zamanı iyi değerlendirmek sadece dünya için çalışmak demek değildir. Dünya_Ahiret dengesini kurmak demektir.


Allahu Teala her gün bize 86.400 sn lik zaman veriyor: Biz bunun kaç saniyesini okumaya düşünmeye çalışmaya gelişip ilerlemeye ayırıyoruz, yoksa bu ömür sermayesini nasıl tüketeceğimizin hesabını mı yapıyoruz?


Biz müslümanlar olarak bugün düne göre maddi imkanlarımız çok daha fazladır. Ama etkimiz aynı ölçüde artmış değildir. Bugün etkilemekten ziyade etkilenmekteyiz. İç dünyamıza müdahale edemiyorlardı, bugün onu dahi becerebiliyorlar. Bugün üretirken tükeniyor, temizlerken kirleniyor, beslenirken zehirleniyor, dinlenirken yoruluyor, okurken cahilleşiyoruz.



Hep zaman yokluğundan şikayet ederizde, boşa geçen zamanı değerlendirmeyi hiç düşünmeyiz.


Bir seneyi bitirip yeni bir seneye başlayacağımız şu günlerde özellikle yılbaşı gecesinde kendimize şu soruyu soralım: Geride bıraktığım şu kadar ömür içerisinde Allah(cc)'ın kitabı Kuran-ı Kerim'i öğrendim mi? Öğrendiysem onun mealini baştan sona kaç kez okudum? Her gün kıldığım beş vakit namazda kırk defa okuduğum fatihanın anlamını hiç merak ettim mi?



Bugün ülkemizde yaşayan müslümanların %50 den fazlası Kuran okumasını bilmez. İncil okumasını bilmeyen hristiyan, Tevrat okumasını bilmeyem yahudi düşünebiliyor musunuz?



Allahu Teala bize ey kulum sana şu kadar ömür verdim. Okudun meslek, makam, mevki sahibi oldun, para kazanmaya çoluk-çocuk ev bark sahibi olmaya, yalan söyleyip insanları aldatmaya, zengin olmak hayali ile yılbaşı bileti almaya zaman buldun da benim kitabımı öğrenmeye ve okumaya zaman bulamadın mı? diye sorduğunda ki soracaktır. Cevabınız, cevabımız ne olur. Bu sorunun cevabını şimdiden düşünüp hazırlık yapmalıyız.



Bir seneyi geride bırakırken kısaca yılbaşı kutlamalarına da değinelim.


1- Bu kutlamalar kökeni itibari ile hristiyan alemine aittir. Onlar bizim hiç bir dini ve milli bayramımızı kutlamazken bizim bize ait olmayan bir törene millet olarak katılmamız ne kadar doğrudur.


2- Bunu Hz. İsa(a.s)'nin doğum yıl dönümü olarak kabul edersek bir peygamberin doğumunu şampanya patlatarak, kumar oynayıp dansöz seyrederek kutlamak herşeyden önce en hafif ifadesiyle o peygambere saygısızlıktır. Bu gecenin müslümanlar için Mekke'nin fethinin yıl dönümü olduğunu hatırlamak gerekir.


3- Eğer bir senenin yorgunluğunu atmak için eğleniyoruz denirsede müslümanlar için helal ve haramlar 7 gün 24 saat aynıdır. Şüphelilerden kaçınmak ise müslümanların dikkat etmesi gereken bir husustur. Önemli olan meşru ölçüler içerisinde eğlenebilmektir.



Bu gece yıllık muhasebe yapmalıyız. "Bu gün Allah(cc) için ne yaptın." diyen Hz. Ömer'i hatırlayıp kendimize geride bıraktığımız bu sene içerisinde sevap ve günahlarımızı göz önünden bir şerit gibi geçirip şeytanı mı daha çok sevindirdik yoksa rahmanı mı? diye sormalıyız.



Hata ve günahlarımıza tövbe edip önümüzdeki senenin planlamasını yapmalıyız. Hz. Ali(r.a) bir sözünde "İnsanlar gaflet uykusundadırlar, ölünce uyanırlar ama bunun onlara bir faydası olmaz" buyurur. Bu gece bu uykudan uyanmalıyız yarın çok geç olabilir, hiç olmayabilir de...



Resulullah'ın dilinden:



Peygamber efendimiz(sav) buyuruyor ki; benimle sizin benzerliğiniz şu adamın haline benzer; adam ateş yakmış bunun üzerine çekirge ve kelebekler içine düşmeye başlamışlar. O is onları ateşten korumaya çalışmaktadır. İşte bende bunun gibi sizi cehennem ateşinden korumak için tutuyorum, siz ise kaçmaya çalışıyorsunuz. (Buhari)



Bu gün islam dünyasının bir çok yeri gözyaşı ve zulumle dolmuş, kanla yoğrulmuş canlı ve cansız bombalarla cehenneme çevrilmiş vaziyettedir. Bu müslümanlar için büyük bir felakettir. Esas büyük felaket ise dünyayı kaybetmenin yanında ahireti de kaybetmektir.



Hepinize hayırlı yıllar mutlu hayatlar diliyorum yeni yılın barış, huzur ve mutluluk getirmesi dileğiyle...




31.12.2007

Hiç yorum yok: